Translation of "Düşkünlüğü" in English

0.003 sec.

Examples of using "Düşkünlüğü" in a sentence and their english translations:

Tom'un tatlıya düşkünlüğü var.

Tom has a sweet tooth.

Tom'un Japon yemeğine düşkünlüğü var.

Tom has a fascination with Japanese food.

Onun Fransız yemeğine düşkünlüğü var.

She has a fascination with French food.

Onun cinayet gizemlerine karşı marazi bir düşkünlüğü vardır.

He has a morbid fondness for murder mysteries.

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.

The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.

- Bu kıza tutkusu var.
- Bu kıza sevgisi var.
- Bu kıza düşkünlüğü var.
- Onun, bu kıza sevgisi var.

He has a crush on this girl.