Translation of "Dışa" in English

0.006 sec.

Examples of using "Dışa" in a sentence and their english translations:

Biz dışa dönüğüz.

We're extroverted.

Sen dışa dönüksün.

You're extroverted.

Tom dışa dönüktür.

- Tom is extroverted.
- Tom is outgoing.

Ben dışa dönüğüm.

I'm extroverted.

Dışa bağımlı olmaktan çıkarmak

outsourcing our happiness

O dışa bağımsız yaşamaktadır.

He lives off the grid.

Sen dışa dönük müsün?

Are you extroverted?

Leyla çok dışa dönüktü.

Layla was very outgoing.

Sami fantezilerini dışa vurdu.

Sami acted out his fantasies.

Tom dışa dönük, değil mi?

Tom is extroverted, isn't he?

Tom dışa dönük bir kimse.

- Tom is extroverted.
- Tom is an extrovert.

Ben oldukça dışa dönüğüm, sanırım.

I'm pretty outgoing, I think.

Sen çok dışa dönük görünüyorsun.

You seem to be quite outgoing.

Sami fantezilerini dışa vurmak istedi.

Sami wanted to act out his fantasies.

Tom çok dışa dönük değildi.

Tom wasn't very outgoing.

Sami çok dışa dönük görünüyordu.

Sami seemed very outgoing.

Tom'un dışa dönük olduğunu biliyorum.

- I know Tom is outgoing.
- I know that Tom is outgoing.

Işin kötü yanlarını, gerçeği dışa vurmak?

to rake the muck, to speak truth to power?

Siyam kedileri dışa dönük olarak bilinirler.

Siamese cats are known to be extroverts.

Siyam kedilerinin dışa dönük olduğu bilinir.

It is known that Siamese cats are extrovert.

Ben sadece hayal kırıklığımı dışa vuruyorum.

I'm just venting my frustration.

Ben sadece hayal kırıklığımı dışa vuruyordum.

I was just venting my frustration.

Tom Mary'nin dışa dönük olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was easygoing.

İçe dönükler dışa dönükler kadar yaşamaz mı?

Do introverts not live as long as extroverts?

O duygularını çok çabuk dışa vuran biri.

He's very touchy feely.

Türkiye özellikle de enerji alanında dışa bağımlı.

Turkey relies heavily on imports, especially for energy.

Sayılmasına bir dışa vurumdur diyen bir tartışma vardı.

prioritized objects over people.

Sen bir içe dönük mü yoksa dışa dönük müsün?

Are you an introvert or an extrovert?

Leyla cesur, mutlu ve dışa dönük bir küçük kızdı.

Layla was a brave, happy and outgoing little girl.

Sami, Leyla'yı çok dışa dönük ve akıllı olarak hatırlıyor.

Sami remembers Layla being very outgoing and intelligent.

Tom ve Mary ikisi de çok dışa dönük, değil mi?

Tom and Mary are both very outgoing, aren't they?

İçe dönük kimselerin dışa dönük kimselerden daha kısa ömürleri mi var?

- Do introverts not live as long as extroverts?
- Do introverts have shorter lives than extroverts?

Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.

A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.

Satış yapmayı, dışa dönük olmayı ve insanlarla konuşmayı içeren bir şey.

something which involves selling, being extroverted, and talking to people.

- Tom JPEG dosyaları nasıl ihraç edeceğini bulamadı.
- Tom JPEG dosyalarını nasıl dışa aktaracağını çözemedi.

Tom couldn't figure out how to export JPEG files.