Translation of "Dışlanmış" in English

0.005 sec.

Examples of using "Dışlanmış" in a sentence and their english translations:

Dışlanmış hissettim.

I felt isolated.

Mary dışlanmış hissetti.

Mary felt excluded.

Kendimi dışlanmış hissettim.

I felt excluded.

Dışlanmış gibi hissediyorum.

I feel like an outcast.

Sami dışlanmış hissetti.

Sami felt excluded.

Tom toplumdan dışlanmış biri.

Tom is an outcast.

Tom dışlanmış hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt excluded.
- Tom said that he felt excluded.

Tom dışlanmış gibi hissetmeyi sevmiyor.

Tom doesn't like to feel left out.

Tom dışlanmış gibi hissetmeye başlıyordu.

Tom was beginning to feel left out.

Tom kendini dışlanmış hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt left out.
- Tom said that he felt left out.

Hiç kimse dışlanmış gibi hissetmek istemez.

No one wants to feel left out.

Tom bir dışlanmış gibi hissettiğini söyledi.

- Tom said he felt like an outcast.
- Tom said that he felt like an outcast.

- Hem Tom hem de Mary kendilerini dışlanmış gibi hissettiler.
- Hem Tom hem de Mary dışlanmış gibi hissettiler.

- Tom and Mary both felt like outcasts.
- Both Tom and Mary felt like outcasts.

O ırkçıların arasında kendimi yalnız ve dışlanmış hissediyordum.

I felt isolated and unwelcome amongst those racists.

Tom dışlanmış insanları halka açık yerlerin dışında tutmak istiyor.

Tom wants to keep marginalized people out of public places.

- Kendimi bir dışlanmış gibi hissettim.
- Kendimi bir kimsesiz gibi hissettim.

I felt like an outcast.