Translation of "Dalgın" in English

0.003 sec.

Examples of using "Dalgın" in a sentence and their english translations:

Tom dalgın.

Tom is absent-minded.

Dalgın görünüyordun.

You seemed preoccupied.

O dalgın.

She is self-absorbed.

Tom pencereden dışarıya dalgın dalgın baktı.

Tom looked absently out the window.

Tom dalgın görünüyor.

Tom looks preoccupied.

Tom çok dalgın.

Tom is very absent-minded.

O dalgın görünüyordu.

She looked pensive.

Tom dalgın görünüyordu.

- Tom looked pensive.
- Tom looked thoughtful.

Tom biraz dalgın görünüyor.

Tom looks a little lost.

Tom'un dalgın olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is absent-minded.
- I think that Tom is absent-minded.

Sen oldukça dalgın görünüyorsun?

You seem pretty preoccupied.

Bazen o dalgın olabilir.

At times she can be absent-minded.

Öğrenci odaklanmış gibi görünse de aslında dalgın dalgın tavanı seyrediyordu.

Even though the student appeared to be focused, he was actually absentmindedly gazing at the ceiling.

Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.

She has an absent look on her face.

Yüzünde dalgın bir bakış vardı.

He had an absent look on his face.

Tom biraz dalgın gibi görünüyor.

It looks like Tom is a little preoccupied.

O bunu dalgın bir biçimde yaptı.

He did it absentmindedly.

Tom sevgilisinin yaşadığı yere dalgın bir şekilde bakıyor.

Tom gazes wistfully over the rooftops to where his lover lives.