Translation of "Değişiklikler" in English

0.014 sec.

Examples of using "Değişiklikler" in a sentence and their english translations:

Değişiklikler şaşırtıcıydı.

The changes were surprising.

Değişiklikler şaşırtıcı.

The changes are startling.

Değişiklikler yapıldı.

Changes have been made.

Değişiklikler yapabilirim.

I could make changes.

Değişiklikler yapacağız.

We're going to make changes.

Değişiklikler yapıyorum.

I'm making changes.

Değişiklikler kademeliydi.

The changes have been gradual.

Değişiklikler yapılmadı.

The changes were not made.

Gerekli değişiklikler yapıyor.

He makes necessary changes.

Değişiklikler çabuk geldi.

Changes came quickly.

Bazı değişiklikler yaptım.

I made some modifications.

Değişiklikler yer alıyor.

Changes are taking place.

Değişiklikler radikal olmayacak.

The changes won't be radical.

Büyük değişiklikler geliyor.

Big changes are coming.

Biz değişiklikler yapacağız.

We'll make changes.

Değişiklikler kesinlikle akılalmaz.

The changes are absolutely mind-blowing.

Tom değişiklikler yapacak.

Tom is going to make changes.

Değişiklikler zaten yolda.

Changes are already under way.

- Büyük değişiklikler ayakta.
- Büyük değişiklikler yolda.
- Büyük değişimler oluyor.

Big changes are afoot.

Toplumdaki değişiklikler kişilerden gelir.

Changes in society come from individuals.

Devrim birçok değişiklikler getirdi.

The revolution has brought about many changes.

Yorumunuz için değişiklikler kaydedildi.

Changes to your comment have been saved.

Hükümet temel değişiklikler yapmalı.

The government must make fundamental changes.

Biz bazı değişiklikler yaptık.

We've made some changes.

O değişiklikler çok önemliydi.

Those changes were very important.

Başka değişiklikler de var.

There are other changes, too.

Nasıl bazı değişiklikler yapabilirim?

How can I make some changes?

Tom bazı değişiklikler yapacak.

Tom will make some changes.

Çizelgemde biraz değişiklikler yaptım.

I've made some changes to my schedule.

Toplum çapında değişiklikler yapma zamanı;

It's time for us to make society-wide changes

Sığınma yasalarında köklü değişiklikler yapıyor.

to make sure that less people qualify for protection in the United States.

Bazen duyduklarım doğrultusunda değişiklikler yapıyordum

Sometimes I made changes based on what I heard,

Beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi

for example changes in the physical structure of the brain,

Değişiklikler için Tom'u bilgilendirir misiniz?

Would you inform Tom about the changes?

Sanırım bazı değişiklikler yapma zamanı.

- I think it's time to make some changes.
- I think that it's time to make some changes.

Sanırım bazı değişiklikler yapmamızın zamanı.

- I think it's time we made some changes.
- I think that it's time we made some changes.

Aklında ne tür değişiklikler var?

What kind of changes do you have in mind?

Bu çevrede değişiklikler yapmamız gerekir.

We need to make changes around here.

Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.

We are planning changes to the manufacturing process.

Bazı değişiklikler yapılmak zorunda olacak.

There'll have to be some changes made.

Yakında bazı değişiklikler yapmamız gerekecek.

We'll need to make some changes soon.

Ben bazı değişiklikler yapmak zorundayım.

- I have to make some changes.
- I need to make some changes.

Benim bazı değişiklikler yapmam gerekiyor.

I need to make some changes.

Ne tür değişiklikler yapmamızı istiyorsunuz?

What kind of changes do you want us to make?

Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.

Physical changes are directly related to aging.

Biz bazı değişiklikler yapmak zorundayız.

We have to make some changes.

Bazı değişiklikler yapma şansımız var.

We have the opportunity to make some changes.

Önerilen değişiklikler hakkında nasıl hissediyorsunuz?

How do you feel about the proposed changes?

Sami bazı değişiklikler yapmaya hazırdı.

Sami was ready to make some changes.

Sonra da gen aktivitesi profillerindeki değişiklikler

and then they measured the change in their gene activity profile

O, plandaki değişiklikler hakkında beni bilgilendirdi.

He informed me about the changes in the plan.

Buralarda yapılan bazı büyük değişiklikler vardı.

There've been some big changes made around here.

Ben taslakta bazı değişiklikler yapmak istiyorum.

I'd like to make some changes in the draft.

O zamandan beri şiddetli değişiklikler gördük.

We've seen drastic changes since then.

Bazı değişiklikler yapmak için çok çalışıyoruz.

We've been working hard to make some changes.

Küçük değişiklikler büyük bir fark yaratabilir.

Small changes can make a big difference.

Bu tipte değişiklikler uzun süreli hafıza ve

These type of changes are related to long-term memory,

Milletimizin güvenliğini sağlama sisteminde değişiklikler olmak zorunda.

We know that there has to be changes in policing in this nation of ours.

Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.

The government was obliged to make changes in its foreign policy.

Bu ürün hakkında bazı değişiklikler yapabilir miyim?

Can you make some alterations to this product?

Son günlerde buralarda yapılan büyük değişiklikler vardı.

There've been some big changes made around here recently.

Yeni yasa, eğitim sistemine önemli değişiklikler getirecektir.

The new law will bring about important changes in the educational system.

Diyetinizde bir anda dramatik değişiklikler yapmaya çalışmayın.

Don't try to make dramatic changes to your diet all at once.

Yakında gelen bir sürü büyük değişiklikler var.

There are a lot of big changes coming soon.

Bazı değişiklikler hariç olmak üzere, proje onaylandı.

Except for some modifications, the project was approved.

Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.

The existing law concerning car accidents requires amending.

Çoğunlukla anlamlı değişiklikler yapılırsa ben siyasi reformdan yanayım.

In the main, I am in favor of political reform if meaningful changes are made.

Bizim şehrimizde her yıl kademeli değişiklikler meydana gelir.

Gradual changes take place in our city every year.

Affedersiniz, benim cümle üzerinde bazı değişiklikler yapmak zorundayım.

Excuse me, I have to make some changes on my sentence.

Çevredeki değişiklikler yeni türlerin ortaya çıkmasına yol açtı.

Environmental changes gave rise to new species.

- Politikacı kongreye değişiklikler yapılmasını önerdi.
- Siyasetçi kongreye reform yapılmasını önerdi.
- Siyasetçi kongreye reformlar önerdi.
- Politikacı kongreye değişiklikler önerdi.

The politician proposed reforms to Congress.

- Tom'un istem dışı işten çıkarılması, onu hayatında birtakım değişiklikler yapmaya zorlayacaktır.
- İsteği dışında işten çıkarılması, Tom'u hayatında bazı değişiklikler yapmaya zorlayacak.

Tom's involuntary redundancy will force him to make some lifestyle changes.

Kadınların hareketlerinden kaynaklanan değişiklikler hem kadınları hem de erkekleri etkiledi.

The changes resulting from the women's movement have affected both women and men.

- Hükümet radikal değişiklikler yapmak zorunda.
- Hükümet radikal reformlar yapmak zorunda.

The government must make fundamental changes.

Bu tür değişiklikler sanatçının el çabukluğundan daha fazla bir şey değildir.

Such changes are nothing more than the artist's legerdemain.

Son on beş ya da yirmi yıl içinde, İngiltere'deki aile hayatında büyük değişiklikler olmuştur.

In the last fifteen or twenty years, there have been great changes in family life in Britain.