Translation of "Dilemek" in English

0.009 sec.

Examples of using "Dilemek" in a sentence and their english translations:

Özür dilemek zorundayım.

- I have to apologize.
- I must apologize.

Özür dilemek istiyorum.

- I want to apologize.
- I wanna apologize.

Özür dilemek zorundasın.

You've got to apologize.

Özür dilemek istedim.

I wanted to apologize.

Özür dilemek istemiyordum.

I didn't want to apologize.

Özür dilemek istemiyorum.

I don't want to apologize.

- Özür dilemek zorunda değilsin.
- Özür dilemek zorunda değilsiniz.

- You don't have to apologize.
- No need to apologize.

Özür dilemek için buradayım.

I'm here to apologize.

Özür dilemek için uğradım.

I came by to apologize.

Sadece özür dilemek istiyorum.

I just want to apologize.

Sadece özür dilemek istiyordum.

I just wanted to apologize.

Ann'den özür dilemek zorundayım.

I have to apologize to Ann.

Tom'dan özür dilemek istedim.

I wanted to apologize to Tom.

Tom özür dilemek istemiyor.

Tom doesn't want to apologize.

Tom'dan özür dilemek zorundayım.

- I have to apologize to Tom.
- I should apologize to Tom.

Onlara özür dilemek zorundasın.

You've got to apologize to them.

Ona özür dilemek zorundasın.

You've got to apologize to him.

Onlara özür dilemek istedim.

I wanted to apologize to them.

Ona özür dilemek istedim.

I wanted to apologize to him.

Onlara özür dilemek zorundayım.

I have to apologize to them.

Ona özür dilemek zorundayım.

I have to apologize to him.

Özür dilemek zorunda değilsin.

You don't have to apologize.

Herkese özür dilemek istiyorum.

I want to apologize to everybody.

Sana özür dilemek istiyorum.

I want to apologize to you.

Tom özür dilemek istemedi.

Tom didn't want to apologize.

Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.

You will have to apologize when you see him.

Özür dilemek büyük bir erdemdir.

Apologizing is a great virtue.

Ben sana refah dilemek istedim.

I wanted to wish you well.

Sadece sana şans dilemek istedim.

I just wanted to wish you luck.

Sana iyi şanslar dilemek istedik.

We wanted to wish you good luck.

Yaptığım için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for what I did.

Size şans dilemek için uğradık.

We came by to wish you luck.

Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.

I'd like to wish my mom a happy birthday.

Bana özür dilemek zorunda değilsin.

You don't have to apologize to me.

Tom özür dilemek için burada.

Tom is here to apologize.

Onlar özür dilemek zorunda olmamalılar.

They shouldn't have to apologize.

Tom özür dilemek zorunda kalmayacak.

Tom won't have to apologize.

Ben özür dilemek için geldim.

- I've come to apologize.
- I've come to apologise.

Tom özür dilemek zorunda değildi.

Tom didn't have to apologize.

Oğlum adına özür dilemek istiyorum.

I'd like to apologise on behalf of my son.

Özür dilemek için çok geç.

It's too late to apologize.

- Özür dilemek zorundayım.
- Özür dilemeliyim.

- I have to apologize.
- I must apologize.

Gitmezsen, özür dilemek zorunda kalacaksın.

If you don't go, you'll have to apologize.

Buraya özür dilemek için gelmedim.

I didn't come here to apologize.

Buradaki herkese özür dilemek istiyorum.

I want to apologize to everyone here.

Tom Mary'den özür dilemek istedi.

Tom wanted to apologize to Mary.

Tom senden özür dilemek istiyor.

Tom wants to apologize to you.

Tom'dan özür dilemek zorunda değilsin.

You don't have to apologize to Tom.

Özür dilemek zorunda değilsin Tom.

- You don't have to apologize, Tom.
- You don't need to apologize, Tom.

Tom'dan özür dilemek zorunda değilim.

I don't have to apologize to Tom.

Tom bana özür dilemek istemedi.

Tom didn't want to apologize to me.

- Özür dilemek için bir sebep yok.
- O özür dilemek için bir neden değil.

That's no reason to apologize.

Yanlış yaptığınızda hemen özür dilemek zorundasınız.

You have to apologize at once when you have done wrong.

Geçen gün için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for the other day.

Bu sabah için özür dilemek istiyorum.

I'd like to apologize for this morning.

Dün olan için özür dilemek istedim.

I wanted to apologize for what happened yesterday.

Olanlar için hepinize özür dilemek istiyorum.

I want to apologize to all of you for what just happened.

Bazen özür dilemek için çok geçtir.

Sometimes it's too late to apologize.

Ben Volgograd polisinden özür dilemek istiyorum.

I'd like to apologise to Volgograd's police.

Sana iyi şans dilemek için geldim.

I came to wish you good luck.

Sadece sana şans dilemek için uğradım.

I just stopped by to wish you luck.

Dün gece için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for last night.

Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.

I don't have to apologize for what I said.

Özür dilemek için Tom'u aradın mı?

Have you called Tom to apologize?

Tom bana özür dilemek zorunda değil.

Tom doesn't have to apologize to me.

Tom bana özür dilemek zorunda değildi.

Tom didn't have to apologize to me.

O, özür dilemek için çaba göstermedi.

He made no effort to apologize.

Gelemediğim için özür dilemek için aradım.

I called to apologize for not being able to come.

Onu yaptığım için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for doing that.

Tom özür dilemek zorunda olduğunu biliyordu.

Tom knew he had to apologize.

Özür dilemek için şimdi çok geç.

It's too late to apologize now.

Tom Mary'ye özür dilemek zorunda değil.

- Tom doesn't have to apologize to Mary.
- Tom doesn't have to apologise to Mary.

Ben sadece Tom'a şans dilemek istiyorum.

I merely want to wish Tom well.

Leyla af dilemek için dua etti.

Layla prayed for forgiveness.

Tom tekrar Mary'den özür dilemek istedi.

Tom wanted to apologize to Mary again.

Söylesene Tanrı! Ölümü dilemek suç mu?

Lord, just tell me, is it wrong to want to die?

Ben dün için özür dilemek istedim.

I wanted to apologize for yesterday.

Neden özür dilemek için bir mektup yazacağım?

Why will I write a letter to apologize?

Bütün istediğim özür dilemek için bir fırsat.

All I want is a chance to apologize.

Söylediğim her şey için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for everything I said.

Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.

Tom made no effort to apologize.

Tom özür dilemek için Mary'yi asla aramadı.

Tom never called Mary to apologize.

O, özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.

She made no effort to apologize.

Yaptığım her şey için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for everything I've done.

Tom'un Mary'den özür dilemek zorunda olduğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom has to apologize to Mary.
- I don't think that Tom has to apologize to Mary.

Tek yapmanız gereken geç kaldığınız için özür dilemek.

All you have to do is apologize for being late.

Geçen gün yaptıklarım için özür dilemek için buradayım.

I'm here to apologize for what I did the other day.

Durumu ele alma tarzım için özür dilemek istiyorum.

I'd like to apologize for the way I handled the situation.

Dün geceki davranma tarzım için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for the way I acted last night.

Söylediğim tüm berbat şeyler için özür dilemek istiyorum.

I want to apologize for all the terrible things I said.