1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Dolabı

Translation of "Dolabı" in English

0.013 sec.

Examples of using "Dolabı" in a sentence and their english translations:

Dolabı açtım.

I opened the cabinet.

Bu Tom'un dolabı.

This is Tom's locker.

Tom dolabı açtı.

- Tom opened the cabinet.
- Tom unlocked the closet.
- Tom opened the closet.

Malzeme dolabı nerede?

Where is the locker?

Dosya dolabı çekmeceleri açıktır.

The file cabinet drawers are open.

Aslında, dolabı kapalı tutarım.

Indeed, I keep the cupboard closed.

Lütfen bu dolabı temizle.

Please clear out this closet.

Dolabı bu anahtarla aç.

Unlock the cabinet with this key.

Gerçekten dolabı kapalı tutarım.

Indeed, I keep the closet closed.

Sami'nin dolabı benimkinin yanındaydı.

Sami's locker was next to mine.

Odamın büyük bir dolabı var?

My room has a large closet.

Kullanabilmen için bu dolabı boşaltacağım.

I'm going to empty this cabinet so that you can use it.

Soldaki dolabı aç. Şişeler orada.

Open the cupboard on the left. The bottles are there.

- Tom'un dolabı ihtiyacı olmadığı şeylerle dolu.
- Tom'un dolabı ihtiyaç duymadığı eşyalarla dolu.

- Tom's closet is full of stuff that he doesn't need.
- Tom's closet is full of stuff he doesn't need.

Her öğrencinin kendi kilitli dolabı var.

- Each of the students has his own locker.
- Each student has their own locker.

Bir buz dolabı satın almak istiyorum.

I'd like to buy a refrigerator.

Her öğrencinin kilitli bir dolabı var.

Each student has a locker.

Tom ceketini asmak için dolabı açtı.

Tom opened the closet to hang up his coat.

Tom dolabı açtı ve ceketini astı.

Tom opened the closet and hung up his coat.

Tom'un odasında büyük bir dolabı var.

Tom has a big closet in his room.

Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?

Do you know who invented the Ferris wheel?

Soldaki dolabı açın. O, şişelerin olduğu yerde.

Open the cupboard on the left. That's where the bottles are.

Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.

Tom has a large closet in his bedroom.

Tom'un yarışmalarda kazandığı kupalarla dolu bir dolabı var.

Tom has a closet full of trophies that he won at competitions.

Ben dolabı temizlerken bazı eski aile fotoğraflarına rastladım.

I came across some old family photos when I was cleaning out the closet.

Küçük siyah bir elbise olmadan bir kadının dolabı tam değildir.

A woman's wardrobe isn't complete without a little black dress.

- Mary'nin bir gömme gardırobu var.
- Mary'nin bir gömme dolabı var.

Mary has a walk-in wardrobe.

İngilizcesi "Ferris wheel" olan dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Adını onu yapan George Washington Gale Ferris Jr.'dan almıştır.

The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its constructor, George Washington Gale Ferris, Jr.