Translation of "Dolayısıyla" in English

0.015 sec.

Examples of using "Dolayısıyla" in a sentence and their english translations:

Dolayısıyla

because of

Dolayısıyla çalışmaya başladık.

And, well, we started working.

Dolayısıyla rüzgar esmiyordu

therefore the wind was not blowing

Dolayısıyla hazırlıklara başladı.

So he began making preparations.

Fırtına dolayısıyla ulaşamadı.

- On account of the storm, he didn't arrive.
- As a result of the storm, he didn't arrive.
- Due to the storm, he didn't arrive.

Dolayısıyla haber değerleri vardır.

and therefore they are news.

Dolayısıyla bir amacı yok

So it has no purpose

Bölgede yaptığı etki dolayısıyla

because of the effect it has in the region

Yani dolayısıyla güneş doğduğunda

so when the sun comes up

Yağmur dolayısıyla oyun ertelendi.

- The game was postponed due to rain.
- The game was postponed because of the rain.

Meşgulüm, dolayısıyla yardımcı olamam.

I'm busy, so I can't help.

Dolayısıyla, burada bir dakika boyunca

So what I'd like to do for a minute here

Dolayısıyla 32 yaşındaki bu baba

So this 32-year-old father was sent to "The Boat" --

Gerçek opaktır ve dolayısıyla algılanamazdır.

The truth is opaque and consequently imperceptible.

Piknik yağmur dolayısıyla iptal edildi.

The picnic was canceled due to rain.

Okul yaz tatili dolayısıyla kapalı.

School is closed for summer vacation.

Atletik karşılaşma yağmur dolayısıyla ertelenmişti.

The athletic meet was postponed due to rain.

Ve dolayısıyla, opiyat bağımlısı olan kişiler

And in turn, this is why people who are addicted to opioids

Dolayısıyla tek ebeveynli bir ailede büyüdüm.

So, I was raised in a single-parent family.

Dolayısıyla da artık bu muhteşem özdeşlikleri

and because of that we can now derive these amazing identities

Dolayısıyla bir ilişki, bir aşk varsa

So, when you get in a relationship or fall in love,

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

So you want to keep it very light.

Ve yönetimde dolayısıyla ortak şekilde yapılıyor

And it is jointly done in management

Dolayısıyla DNA'yı yüz tanıma teknolojisi ile eşleştirirseniz

So if you pair DNA with facial recognition technology,

Dolayısıyla, bence iletişim becerileri, sade bir dil,

So I believe it was that combination of communication, a language that was simple,

Sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.

and you see a distant reflection, it's shimmering off the heat,

Ve dolayısıyla bu da kuzey-güney hattım.

And therefore, that's my north and south line.

Bu güzergahta hava durumu dolayısıyla uçuş durduruldu.

Flights on this route have been suspended due to the weather.

O bir Alman. Dolayısıyla yalan söylüyor olmalı.

She's German, so she must be lying!

Dolayısıyla küçük şeylerle bile Tom'a sevinç getirebilir.

So one can bring joy to Tom even with small things.

Dolayısıyla liderlik kapasitelerinin olduğunu fark etmeleri çok zor.

And so it's very hard for them to realize that they have leadership capacities.

Dolayısıyla, hem erkek hem de kadın risk sermayedarlarının

So given the fact that both male and female VCs

O bir canlı, dolayısıyla doğal olarak sıçıyor da.

It's a living being, so of course it shits.

Dolayısıyla oradan da o meşhur aşağıda gördüğünüz tacı buldu.

Thus, he found the crown that you can see below.

Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.

It rained heavily, and consequently the baseball game was called off.

- Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- Deprem dolayısıyla bazı uçuşlar ertelendi.

- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Several flights were delayed due to an earthquake.

Kız kardeşimin iki oğlu var, dolayısıyla benim iki yeğenim var.

My sister has two sons, so I have two nephews.

İşte herkesin zamanı birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendi zamanı içerisinde bir çok şimdisi vardır.

Everyone's time is different from each other. So there are many now in its time.

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.

Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.

- Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.
- Tom'un doğum günü dolayısıyla bir parti verecekler.

They will get up a party for Tom's birthday.

Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.

Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.

- Yağmurdan dolayı maç iptal edilebilir.
- Yağmur dolayısıyla maç iptal edilebilir.
- Yağmur yüzünden maç iptal edilebilir.

The football game might be called off on account of rain.

- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.

A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.

Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.

Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.

Kullanılan araçların ulaşılan amaçların doğasını belirlemesi gibi basit ve apaçık bir sebep dolayısıyla amaçlar araçları meşru kılamaz.

The end cannot justify the means, for the simple and obvious reason that the means employed determine the nature of the ends produced.

- Garajımdan çıkamadım çünkü yolda bir araba vardı.
- Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.

- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.