Translation of "Durumdayım" in English

0.012 sec.

Examples of using "Durumdayım" in a sentence and their english translations:

Zor durumdayım.

I am in deep water.

İyi durumdayım.

I'm in good condition.

Aşırı susuz durumdayım.

I'm mega-dehydrated.

Ben aynı durumdayım.

I'm in the same boat.

Ben zor durumdayım.

I'm in a pickle.

Ben iyi durumdayım.

I'm in good shape.

Gerçekten iyi durumdayım.

I'm in really good shape.

Yardım edilemez durumdayım.

I'm beyond help.

Ben kötü durumdayım.

I'm in bad shape.

Onu kendim taşıyabilecek durumdayım.

I'm perfectly capable of carrying it myself.

Bunu kendim yapabilecek durumdayım.

I'm perfectly capable of doing this by myself.

Senden daha iyi durumdayım.

I'm in better shape than you are.

Ben oldukça zor durumdayım.

I'm in a pretty pickle.

Ben seninle aynı durumdayım.

I'm in the same boat as you.

Duygusal anlamda tükenmiş durumdayım.

I'm emotionally drained.

Ben hâlâ iyi durumdayım.

I'm still in shape.

Bugün, oldukça iyi bir durumdayım.

Today, I am doing quite well.

Ben hala oldukça iyi durumdayım.

I'm still in pretty good shape.

Şu anda çok mahvolmuş durumdayım.

I'm pretty burnt out right now.

Hala hayal kırıklığına uğramış durumdayım.

I still remain disappointed.

Tamamen hırsıma yenik düşmüş durumdayım.

I was completely overwhelmed.

B.G.'den Birinci Helikopter'e: Kötü durumdayım.

[Bear] B.G. to Helo One: I'm in a bad way.

B.G.'den Birinci Helikopter'e: Kötü durumdayım!

B.G. to Helo One: I'm in a bad way!

Ben üç yıl önce olduğumdan daha iyi durumdayım.

I'm better off now than I was three years ago.

Buna kesinlikle kafayı takmış ve kendimi kaptırmış durumdayım.

and am absolutely obsessed and fascinated by it.

- Aynı yerde tıkılı kaldım.
- Aynı yerde sıkışmış durumdayım.

I'm stuck in the same place.

- Benim de senin kadar kafam karıştı.
- Senin kadar kafam karışmış durumdayım.

- I'm just as confused as you are.
- I am just as confused as you are.

- Gördüğüm kadarıyla çok hassas bir durumdayım.
- Kendimi oldukça hassas bir durumda buluyorum.

I find myself in a rather delicate situation.

- Ben şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım.
- Şaşkın ve hayal kırıklığına uğramış durumdayım.

I'm surprised and disappointed.