Translation of "Fırçaladı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Fırçaladı" in a sentence and their english translations:

- Tom dişlerini fırçaladı.
- Tom dişini fırçaladı.

Tom brushed his teeth.

Tom saçını fırçaladı.

Tom brushed his hair.

O, şapkasını fırçaladı.

He brushed his hat.

Mary atını fırçaladı.

- Mary brushed her horse.
- Mary groomed her horse.

Tom atını fırçaladı.

Tom brushed his horse.

O ayakkabılarımı çabucak fırçaladı.

She gave my shoes a quick brush.

O, kocasının şapkasını fırçaladı.

She brushed her husband's hat.

Tom mutfak zeminini fırçaladı.

Tom scrubbed the kitchen floor.

Tom kumu kıyafetlerinden fırçaladı.

Tom brushed the sand from his clothes.

Tom karı paltosundan fırçaladı.

Tom brushed the snow from his coat.

Tom kıyafetlerinden karı fırçaladı.

Tom brushed the snow off his clothes.

Tom paltosundaki karı fırçaladı.

Tom brushed the snow off his coat.

Jack paltosunun tozunu fırçaladı.

Jack brushed the dust off his coat.

Tom pantolonunun kumunu fırçaladı.

Tom brushed the sand off his pants.

Mary, Kate'in saçını fırçaladı.

Mary brushed Kate's hair.

Tom Mary'nin saçını fırçaladı.

Tom brushed Mary's hair.

Tom kızının saçlarını fırçaladı.

Tom brushed his daughter's hair.

Mary yanlışlıkla Tom'un omzunu fırçaladı.

Mary accidentally brushed Tom's shoulder.

O bir fırçayla mutfağın zeminini fırçaladı.

- She scrubbed the kitchen floor with a brush.
- She scrubbed the floor of the kitchen with a brush.

Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.

Tom brushed a bit of dirt off of his hat.

O yüzünü kuruttu ve saçını fırçaladı.

She dried her face and brushed her hair.

Tom dişlerini fırçaladı ve pijamalarını giydi.

Tom brushed his teeth and put on his pajamas.

Tom dişlerini fırçaladı ve yüzünü yıkadı.

Tom brushed his teeth and washed his face.

Tom bunu yapmadığım için fırçaladı beni.

Tom got on my case for not doing that.

Mary saçlarını fırçaladı ve bir at kuyruğu yaptı.

Mary brushed her hair and put it in a ponytail.

Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı.

After polishing his shoes, Tom brushed his teeth and combed his hair.

Hızla kalktı, yüzüne soğuk su sıçrattı, dişlerini fırçaladı ve tıraş oldu.

He got up quickly, splashed cold water on his face, brushed his teeth and shaved.