1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Fırçası

Translation of "Fırçası" in English

0.004 sec.

Examples of using "Fırçası" in a sentence and their english translations:

Diş fırçası nerede?

Where's the toothbrush?

Bir saç fırçası ve bir diş fırçası aldı.

She bought a hair brush and a tooth brush.

O bir saç fırçası ve bir diş fırçası aldı.

- She bought a hair brush and a tooth brush.
- She bought a hairbrush and a toothbrush.

Hangi diş fırçası benim?

Which toothbrush is mine?

Yine de diş fırçası orada.

but still, the toothbrush is there.

Elektrikli bir diş fırçası kullanıyorum.

I use an electric toothbrush.

Onun fırçası çok ağırıma gitti.

I was deeply offended by his scolding.

Ortaya geldiğinizde diş fırçası kullanmaya başlıyorsunuz,

you come to the middle, you will start using a toothbrush,

Tom elinde bir boya fırçası vardı.

Tom had a paintbrush in his hand.

Bir diş fırçası alabilir miyim lütfen?

Can I have a toothbrush, please?

Nerede bir diş fırçası satın alabilirim?

Where can I buy a toothbrush?

Biri, eczaneden bir diş fırçası satın alabilir.

One can buy a toothbrush at the pharmacy.

Ben bir diş fırçası ile dişlerimi fırçalarım.

I brush my teeth with a toothbrush.

O tuvalet fırçası banyoya ait, mutfağa değil.

That toilet brush belongs in the bathroom, not in the kitchen.

Tom kendine yeni bir diş fırçası aldı.

Tom bought himself a new toothbrush.

Ben bir diş fırçası ile dişlerimi temizlerim.

- I brush my teeth with a toothbrush.
- I clean my teeth with a toothbrush.

Ne sıklıkla bir diş fırçası satın alıyorsun?

How often do you buy a toothbrush?

Yeni bir palet ve birkaç boyama fırçası aldım.

I've bought a new palette and a few paint brushes.

Ellerinde bir boya fırçası olan herkes bir ressam değildir.

Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter.

Bu şampuan güzel bir saç fırçası ile birlikte gelir.

This shampoo comes with a nice hair brush.

- Bana bir saç fırçası gerekiyor.
- Bir saç fırçasına ihtiyacım var.

I need a hairbrush.

Tom öğle yemeğinden sonra dişlerini fırçalayabilmek için ofisinde bir diş fırçası tutuyor.

Tom keeps a toothbrush in his office so he can brush after lunch.

Tom öğle yemeğinden sonra dişlerini fırçalayabilmek için ofisinde bir diş fırçası bulundurur.

Tom keeps a toothbrush in his office so he can brush his teeth after lunch.