Translation of "Gelemeyeceğini" in English

0.007 sec.

Examples of using "Gelemeyeceğini" in a sentence and their english translations:

Gelip gelemeyeceğini bize bildir.

Let us know if you can come.

Tom'un gelip gelemeyeceğini bilmiyoruz.

We don't know whether Tom can come or not.

Tom'un gelip gelemeyeceğini merak ediyorum.

- I wonder if Tom can come.
- I wonder whether Tom can come.

Tom, kurtların üstesinden gelemeyeceğini biliyordu.

Tom knew he couldn't outrun the wolves.

Onun bu gece gelip gelemeyeceğini bilmiyorum.

I don't know if he can come tonight.

Tom'un yarın gelip gelemeyeceğini bilmek istiyorum.

I want to know if Tom can come tomorrow or not.

Tom bugün gelemeyeceğini sana söylememi istedi.

Tom wanted me to tell you he can't come today.

Onun yarın bize gelip gelemeyeceğini biliyor musun?

Do you know if he can come to us tomorrow?

Tom, bugün gelemeyeceğini söylemek için patronunu aradı.

Tom rang his boss to tell him he wouldn't be coming in today.

Tom onun ve Mary'nin partimize gelemeyeceğini söyledi.

Tom said that he and Mary can't come to our party.

Tom bugün işe gelemeyeceğini söylemek için aradı.

Tom called to say he wasn't coming to work today.

Tom, Mary'nin tek başına eve gelemeyeceğini düşünüyor.

- Tom thinks Mary won't be able to get home by herself.
- Tom thinks that Mary won't be able to get home by herself.

Tom, Mary'nin tek başına evine gelemeyeceğini biliyordu.

Tom knew Mary wouldn't be able get home by herself.

Tom, Mary'nin tek başına evine gelemeyeceğini düşünüyordu.

Tom didn't think Mary could get home by herself.

Tom onun artık buraya gelemeyeceğini Mary'ye söylememi istiyor.

Tom wants me to tell Mary that she can't come here anymore.

Tom Mary'nin davranışını daha fazla görmemezlikten gelemeyeceğini söylüyor.

Tom says he can't ignore Mary's behavior any longer.

Tom yardım etmek için gelemeyeceğini söylemek için aradı.

Tom called to say he can't come to help.

Tom onun gelip gelemeyeceğini ve oynayabilip oynayamayacağını bilmek istiyor.

Tom wants to know if he can come over and play.

Tom sadece bize Mary'nin doğum günü partisine gelemeyeceğini söyledi.

Tom just told us he wouldn't be able to come to Mary's birthday party.

Tom, Mary'nin saat 2.30'dan önce eve gelemeyeceğini biliyordu.

Tom knew Mary wouldn't be able to get home before 2:30.

Tom'u arayıp yarın beni ziyaret etmeye gelip gelemeyeceğini anlamak istiyorum.

I'd like to call Tom and see if he can come visit me tomorrow.

Tom'a bizimle gelemeyeceğini söyleyecek misin? ya da ona bana mı söylettireceksin?

Are you going to tell Tom that he can't come with us, or are you going to make me tell him?

O, gelecek Yaz ziyaret etmek için gelemeyeceğini söylemek için ona yazdı.

She wrote to him to tell him that she couldn't come to visit next summer.