Translation of "Halk" in English

0.010 sec.

Examples of using "Halk" in a sentence and their english translations:

- Halk aptaldır, yani halk ödeyecek.
- Halk aptaldır, bu nedenle halk ödeyecek.

The public is stupid, so the public will pay.

Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

Democracy is the government of the people, by the people, for the people.

Halk müziğinden hoşlanırdım.

I used to like folk music.

Halk davet ediliyor.

The public is invited.

Halk şok oldu.

The public was shocked.

Halk şarkılarını severim.

I like folk songs.

Halk anayasayı reddetti.

The people rejected the constitution.

Halk onu bilir.

The public knows that.

Halk müziğinden hoşlanırım.

I like folk music.

Güçlendirilen halk güvenliğini sağlamada

to anybody who felt like we could be making progress

halk sağlık hizmetlerinin gerilemesi,

the decline of public health care and shortage of medicines,

Yani aslında halk olarak

so actually as a people

Halk en iyi yargıçtır.

The public is the best judge.

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.

The president of the republic is chosen by the people.

O halk tarafından bilinir.

He is known to the public.

Halk diktatöre karşı ayaklandı.

The masses rose against the dictator.

Bu bir halk plajıdır.

This is a public beach.

Siz yerel halk değilsiniz.

You are not local people.

Halk, vergiler tarafından ezildi.

The population was crushed by the taxes.

Hiçbirimiz yerel halk değiliz.

None of us are locals.

Gençler halk şarkıları söylüyorlardı.

The youngsters were singing folk songs.

Halk krala karşı ayaklandı.

The people rebelled against the king.

Halk içinde konuşmaktan korkmayın.

Don't be afraid of public speaking.

Yerel halk çok misafirperver.

The locals are very hospitable.

Halk gerçekten tepki veriyor.

The public is really responding.

Halk zaten bizi güvenmiyor.

The public already distrusts us.

Halk birlik içinde çalışır.

Folks are pulling together.

Halk onu kabul edecektir.

The public will accept it.

Halk bunu satın almadı.

The public didn't buy it.

Halk müziğiyle çok ilgileniyorum.

I'm very interested in folk music.

Halk müziğini beğenir misin?

Do you like folk music?

Gerçekten tek halk olabilir miyiz;

can we really become one people?

halk katillerden nasıl medet umabilir

How can the people hope from the murderers

Peki halk neden Escobar'ı seviyor

So why does the public love Escobar

Bütün halk bahçelerini satmaya çalıştılar

They tried to sell all of their community gardens,

Halk ayrımcılık probleminden tamamen habersiz.

The masses are entirely ignorant of the segregation problem.

Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

The populace have never forgotten the president's generosity.

O birçok halk dansını bilir.

She knows many folk dances.

O birçok halk oyunu biliyor.

He knows many folk dances.

Amerikan halk şarkısı söyleyebilir misin?

Can you sing any American folk songs?

Halk kütüphanelerinde zaman geçirmek istiyorum.

I like to spend time in public libraries.

Dünyada birçok farklı halk vardır.

There are a lot of different peoples in the world.

Favori Alman halk şarkınız nedir?

What's your favorite German folk song?

Halk için kendini kurban ediyor.

She sacrifies herself for the community.

O, halk içinde emzirmeye utanıyor.

She is embarrassed to breastfeed in public.

Tom halk eğitim merkezine gitti.

Tom went to community college.

Peki, nasıl Halk Parkına gidilir?

So which way is it to the People's Park?

Halk, hükûmetin yaptığı israflara kızgın.

Taxpayers are angry about wasteful government spending.

Tom halk içinde konuşmayı sevmez.

Tom hates speaking in public.

Az sayıda halk oyu kazandı.

He won by a small number of popular votes.

Halk Kasım ayında oy verdi.

The people voted in November.

Halk Roosevelt'in reform çabalarını övdü.

The public praised Roosevelt's reform efforts.

O bir halk sağlığı gönüllüsü.

She's a public health volunteer.

Fadıl bir halk otobüsüne bindi.

Fadil took a public bus.

İrlanda halk müziğiyle çok ilgileniyorum.

I'm very interested in Irish folk music.

Halk arasında konuşmaktan nefret ediyorum.

I hate speaking in public.

Halk oyunları oynamayı sever misin?

Do you like folk dancing?

Yerel halk tarafından tarım için kullanılmıştı;

It was used for agriculture by the local people,

Ülkelerin halk sağlığı alanındaki temel kapasitelerini

So we haven't invested enough

Ve sizi destekleyen bir halk olur.

and a community that supports you.

Bu mahallede bir halk toplantısı yapıldı.

there was a community meeting in this neighborhood.

Süt kardeşler çekildi halk çok sevdi

milk brothers withdrew public loved

Halk için o bir kahraman artık

He is a hero for the public

Halk arasında Görev Kontrolü olarak bilinir.

Popularly known as Mission Control.

O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.

That island's population lives on fishing.

O, halk çocuğu olduğunu söylemekten hoşlanır.

He likes to say that he is the son of people.

Halk hikayelerine göre kediler dokuz canlıdır.

According to folktales, cats have nine lives.

Tom halk müziği ile çok ilgileniyor.

Tom is very interested in folk music.

En sevdiğin Avustralya halk şarkısı nedir?

What's your favorite Australian folk song?

Buralarda bir halk plajı var mı?

Is there a public beach around here?

Neden dilinizi halk içinde konuşmaktan hoşlanmıyorsunuz?

Why don't you like to speak in your language in public?

Dilinizi halk içinde konuşmaktan neden utanıyorsunuz?

Why are you ashamed to speak your language in public?

Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.

Die Lorelei is a popular German folk song.

Biletler 30 dolara halk için mevcuttur.

Tickets are available to the public for $30.

1960'larda halk müziği çok popülerdi.

In the 1960s, folk music was very popular.

Son zamanlarda birçok halk şarkısı söylüyorum.

I've been singing a lot of folk songs recently.

Selam, burası Boston Halk Kütüphanesi mi?

Hi, is this the Boston Public Library?

Sami halk için aşırı bir riskti.

Sami was an extreme risk to the public.

Yerel halk görünen o ki ortalıkta yok.

The locals seem to have vanished.

Mafyanın eline düşmüş bir halk var ortada

there is a people in the hands of the mafia

halk gerçekten imama inanmadı arifin peşine gitti

people did not really believe in imam, he went after arif

("Çin Halk Cumhuriyeti açılıyor" Dominik turizmine kadar.

("The People’s Republic of China is opening up to Dominican tourism.

Bu kasaba büyük bir halk kütüphanesiyle övünür.

This town boasts a large public library.

Sen hiç halk parkında seks yaptın mı?

Have you ever had sex in a public park?

Halk hikayeleri hakkında bir kitap satın aldım.

I bought a book of folktales.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.

In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.

The local population helps fight forest fires.

Amerikalıların halk içinde öpüşmesini görmek nadir değildir.

- It's not uncommon to see Americans kissing in public.
- It isn't uncommon to see Americans kissing in public.

Tom halk içinde şarkı söyleyemeyecek kadar utangaçtır.

Tom is too shy to sing in public.

Bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.

poor inner city communities caught the brunt of the blow.

Bilim tutkusu olan büyük halk sağlığı hikaye anlatıcıları

staffed not just by technical experts and bureaucrats,

Fakir halk polis öldürüp 1000 dolar almanın peşindeydi

The poor people were after the police kill and get 1000 dollars

Ve bir halk ayaklanmasından korkmayacak kadar korumaya sahipler.

And they have enough security to not be scared of a popular uprising.

Plastik torba bir numaralı halk düşmanı haline gelmiştir.

The plastic bag has become public enemy number one.

Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.

We consider public libraries a legitimate citizen's right.

Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.

Couples don't usually hold hands in public here.

Mary daha yeni bir halk dansı dersine başladı.

Mary just started a folk dancing class.

- Umarız halk bize katılır.
- Halkın bize katılacağını umuyoruz.

We hope the public will join us.