1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Hayvana

Translation of "Hayvana" in English

0.004 sec.

Examples of using "Hayvana" in a sentence and their english translations:

Hayvana zulüm bir günahtır.

Animal cruelty is a sin.

Onun hayvana vurduğunu gördüm.

I saw him beating the animal.

Bir hayvana korku aşıladığınız zaman,

when you induce fear in an animal,

Hiçbir evcil hayvana izin verilmiyor.

No pets allowed.

Fransızcada bu hayvana ne diyorsunuz?

What do you call this animal in French?

Bu hayvana Japoncada ne dersiniz?

- What do you call this animal in Japanese?
- What is this animal called in Japanese?

Hayvana baktım ve hayvan bana baktı.

I looked at the animal and the animal looked at me.

Sesini işitmek için bir hayvana dokunun.

Touch an animal to hear its sound.

Kaçınız, hayatında, belli bir hayvana değer verdi?

And how many of you have cared about a certain animal in your life?

Hiçbir bitki ya da hayvana sahip değilsin, değil mi?

You don't have any plants or animals, right?

- Bu hayvana ne dendiğini bilmiyorum.
- Bu hayvanın adını bilmiyorum.

I don't know what that animal is called.

Tehlikeli arazi daha çok asker ve hayvana mezar yeri olmuştu.

The treacherous terrain claims the lives of many more troops and animals.

Yeni Zelanda birçok benzersiz bitki ve hayvana ev sahipliği yapar.

New Zealand is home to many unique plants and animals.

Bu yüzden, bu hayvana karşı duyulan korku toplum ve kültürler aracılığıyla

So, that gets perpetuated through society and cultures,

Bir evcil hayvana sahip olan hiç kimseye bu apartmanda yaşamasına izin verilmez.

No one who owns a pet is allowed to live in this apartment building.

Tom şimdi bir evcil hayvana sahip değil fakat daha önce bir köpeği vardı.

Tom doesn't have a pet now, but he used to have a dog.