1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Hepsine

Translation of "Hepsine" in English

0.008 sec.

Examples of using "Hepsine" in a sentence and their english translations:

Hepsine inanıyorum.

I believe all that.

Onların hepsine sahibim.

I've got them all.

Hepsine ihtiyacımız vardı.

We needed all that.

Hepsine dava açıyorum.

- I sue against them all.
- I file suits against them all.

Onların hepsine gülümsedim.

I smiled at them all.

Onların hepsine cevap verebildim.

I could reply to all of them.

Onun hepsine ihtiyacımız var.

We need it all.

Tom onların hepsine gülümsedi.

Tom smiled at them all.

Bunun hepsine ihtiyacım var.

I need all of it.

Hepsine sahip olmak istiyorum.

I want to have it all.

Oglethorpe'un fikirlerinin hepsine katılmıyorlardı.

They did not agree with all of Oglethorpe's ideas.

Onların hepsine ihtiyacımız var.

We need all of them.

Tom onun hepsine sahiptir.

Tom has it all.

Onların hepsine yardım etmeliyiz.

We must help all of them.

Sanırım onların hepsine katılıyorum.

- I think I agree with all of that.
- I think that I agree with all of that.

Tom konserlerimin hepsine geldi.

Tom has been to every one of my concerts.

Hepsine burada yer veremiyoruz maalesef

Unfortunately, we cannot place all of them here.

Sanırım onun hepsine ihtiyacımız olacak.

I think we're going to need it all.

Onun hepsine sahip olduğumu düşünüyordum.

- I thought I had it all.
- I thought that I had it all.

Ben Tom'un konserlerinin hepsine giderdim.

I used to go to all of Tom's concerts.

Onların hepsine üzgün olduğumu söyledim.

I've told them all that I was sorry.

Ben onların hepsine gelmesini söyledim.

I've told them all to come.

Leyla ve Sami hepsine sahipti.

Layla and Sami had it all.

Sami hepsine sahip olmak istiyordu.

Sami wanted to have it all.

- Soruların hepsine yanıt vermek zorunda değilsin.
- Soruların hepsine yanıt vermek zorunda değilsiniz.

You don't have to answer all of the questions.

Hiç kimse onun hepsine sahip olamaz.

No one can have it all.

Bunların hepsine ihtiyacın yok. Onlardan bazılarını satmalısınız.

You don't need all of these. You should sell some of them.

Neşeli ol! Cümlelerinin hepsine bir ünlem işareti ekle!

Be cheerful! Add an exclamation mark to all of your sentences!

- Tom bunun hepsini hak ediyor.
- Tom bunun hepsine müstahak.

Tom deserves all of it.

Tom Mary'nin fıkralarının hepsine güldü, komik olduğunu düşünmediklerine bile.

Tom laughed at all of Mary's jokes, even the ones he didn't think were funny.

Tom on dakikadan daha az sürede sorularımızın hepsine cevap verdi.

Tom answered all of our questions in less than ten minutes.

- İhtiyacımız olan kanıtların hepsine sahibiz.
- İhtiyaç duyduğumuz kanıtların tümüne sahibiz.

We have all of the proof we need.

Ben size sorarsam, meşgulüm diyeceksiniz. Kız arkadaşınıza sorarsa, siz hepsine hazırsınız.

If I ask you, you tell me that you're busy, but when it's your girlfriend who asks, you're suddenly up for anything.

Bu konuları bir bütün olarak ele alma. Hepsine ayrı ayrı kafa yorman gerekiyor.

Don't lump all these issues together. You need to give every single one careful consideration.