Translation of "Kışkırtmak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kışkırtmak" in a sentence and their english translations:

Tom'u kışkırtmak istemiyorum.

I don't want to antagonize Tom.

Onları kışkırtmak istemiyorum.

I don't want to antagonize them.

Onu kışkırtmak istemiyorum.

I don't want to antagonize him.

O, onu kışkırtmak istemiyordu.

He didn't want to antagonize her.

Kışkırtmak vandallığın bir şeklidir.

Egging is a form of vandalism.

Tom'u kışkırtmak için bir şey yapma.

Don't do anything to provoke Tom.

Linda Dan'ı kışkırtmak için başka adamlarla dans etti.

Linda danced with other men to provoke Dan.