Translation of "Kabuklu" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kabuklu" in a sentence and their english translations:

Sert kabuklu meyveler içerebilir.

May contain nuts.

Kabuklu deniz hayvanlarını sevmiyorum.

I don't like shellfish.

- Kabuklu deniz hayvanlarına karşı alerjim var.
- Kabuklu deniz hayvanlarına alerjim var.

I'm allergic to shellfish.

Favori kabuklu deniz hayvanın nedir?

What's your favorite kind of shellfish?

Tom'un sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.

Tom is allergic to nuts.

Ve çok fazla kabuklu. Pekâlâ, devam edelim.

And with a lot of shell. Okay, let's keep going.

Tom'un kabuklu deniz ürünlerine karşı alerjisi vardır.

- Tom is allergic to shellfish.
- Tom's allergic to shellfish.

Eski Ahit kabuklu deniz ürünlerini yemeyi yasaklar.

The Old Testament forbids eating shellfish.

Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.

A coconut is not a nut.

- Deniz ürünleri yedin mi? Diyelim ki, kabuklu deniz hayvanı.
- Deniz mahsulleri yedin mi? Faraza, kabuklu deniz hayvanı.

Have you eaten seafood? Shellfish, let's say.

Tom, Mary'nin kabuklu deniz hayvanlarını tüketmemesi gerektiğini biliyor.

- Tom knows that Mary shouldn't eat shellfish.
- Tom knows Mary shouldn't eat shellfish.

Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.

Tom is allergic to nuts, but not peanuts.

Deniz ürünleri yedin mi? Diyelim ki, kabuklu deniz hayvanı.

Have you eaten seafood? Shellfish, let's say.

Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.

I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy.

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.

Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.