Translation of "Kahvaltısını" in English

0.019 sec.

Examples of using "Kahvaltısını" in a sentence and their english translations:

Kahvaltısını bitirdi.

He finished breakfast.

- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- Kahvaltısını sıklıkla orada eder.
- Kahvaltısını çoğu kez orada yapar.

He often eats breakfast there.

Sabah kahvaltısını sekizde yedim.

I ate breakfast at eight.

O, kahvaltısını yemeye başladı.

He began to eat his breakfast.

Kahvaltısını kendi başına yedi.

He ate breakfast by himself.

Sabah kahvaltısını zaten yedim.

- I've already eaten breakfast.
- I have already had my breakfast.

Kocam gazete okurken kahvaltısını yer.

My husband has his breakfast while reading the newspaper.

Müdür kahvaltısını bir kafede yapıyor.

The manager is having his breakfast at a café.

Tom sabah kahvaltısını nerede yer?

Where does Tom eat breakfast?

Tom sabah kahvaltısını yemeye başladı.

Tom began to eat his breakfast.

O, kahvaltısını sık sık orada yer.

She often eats breakfast there.

Tom genellikle kahvaltısını yaparken gazetesini okur.

Tom usually reads the newspaper while eating breakfast.

Tom kahvaltısını yatağında yemek istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to eat breakfast in bed.
- Tom said that he wanted to eat breakfast in bed.

Tom kahvaltısını sık sık burada yapar.

Tom often eats breakfast here.

Tom kahvaltısını bitirmeden bu sabah gitti.

Tom left this morning without finishing his breakfast.

Tom, kahvaltısını yatağa getirerek Mary'yi şaşırttı.

Tom surprised Mary by bringing her breakfast in bed.

Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.

My grandfather usually eats breakfast at six.

Tom kahvaltısını çoğu zaman bir lokantada yapar.

Tom often eats breakfast at a diner.

Tom bana sabah kahvaltısını genellikle yedide yediğini söyledi.

- Tom told me he usually eats breakfast at seven.
- Tom told me that he usually eats breakfast at seven.

O kahvaltısını yaparken, köpeği her sabah ona baktı.

His dog stared at him every morning while he had his breakfast.

şirket. Kahvaltısını yaparken, VisualPolitik'in son videosunu izliyor - ya da biz öyle

group. While he eats breakfast, he watches the latest VisualPolitik video (or so we like

Tom'un acelesi vardı bu yüzden kahvaltısını sadece yarısı yenmiş olarak bıraktı.

Tom was in a hurry so he left his breakfast only half eaten.