Translation of "Kalmasına" in English

0.013 sec.

Examples of using "Kalmasına" in a sentence and their english translations:

Kalmasına izin ver.

Let him stay.

Sessiz kalmasına izin verilmedi.

He was not allowed to remain silent.

Tom'un kalmasına izin verildi.

Tom was allowed to stay.

Tom'un kalmasına izin ver.

Let Tom stay.

Onun kalmasına izin ver.

Let her stay.

Tom'un geç kalmasına şaşırmadım.

- I'm not surprised that Tom was late.
- I'm not surprised Tom was late.

Tom'un kalmasına gerek yoktu.

Tom didn't need to stay.

- Tom'un burada kalmasına izin vermeyin.
- Tom'un burada kalmasına izin verme.

Don't let Tom stay here.

Onun orada kalmasına izin vermeyin.

- Don't let him sit there.
- Don't let him stay there.

Tom'un burada kalmasına izin veremezsin.

You can't let Tom stay here.

Tom'un evde kalmasına izin verdim.

I let Tom in the house.

Tom Mary'nin geç kalmasına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary was late.
- Tom wasn't surprised Mary was late.

Tom'un burada kalmasına izin ver.

Let Tom stay here.

Tom'un orada kalmasına izin ver.

Let Tom stay there.

Onların orada kalmasına izin ver.

Let them stay there.

Onun orada kalmasına izin ver.

Let her stay there.

Onların burada kalmasına izin ver.

Let them stay here.

Onun burada kalmasına izin ver.

Let him stay here.

Onların burada kalmasına izin veremezsin.

You can't let them stay here.

Onun burada kalmasına izin veremezsin.

You can't let him stay here.

Tom'un burada kalmasına gerek yok.

Tom doesn't have to stay here.

Tom kalmasına izin verilmeyeceğini biliyordu.

Tom knew he wouldn't be allowed to stay.

Tomun benimle kalmasına gerek yoktu.

Tom didn't need to stay with me.

Tom evde kimsenin kalmasına izin vermeyecek.

Tom won't let anyone in the house.

Geç kalmasına rağmen, onun geleceğine eminim.

Although she is late, I am sure she will arrive.

Tom eğer istemiyorsa kalmasına gerek yok.

Tom didn't need to stay if he didn't want to.

Keşke Tom'un yalnız kalmasına gerek olmasa.

I just wish Tom didn't need to be alone.

Tom'un yalnız kalmasına gerek olmadığından eminim.

I'm sure Tom didn't need to be alone.

Tom'un kalmasına gerek yoktu ama kaldı.

Tom didn't need to stay, but he did.

Tom'un bugün evde kalmasına gerek var mı?

Need Tom stay home today?

Bu da Maduro'nun iktidarda kalmasına yardımcı oldu.

which has helped Maduro stay in power.

Tom'un saat dokuza kadar uyanık kalmasına izin verme.

Don't let Tom stay up past nine o'clock.

Tom'dan herkes, Onun Boston'da kalmasına gerek olmadığını biliyordu.

- Everybody but Tom knew that he didn't need to stay in Boston.
- Everyone but Tom knew that he didn't need to stay in Boston.
- Everybody but Tom knew he didn't need to stay in Boston.
- Everyone but Tom knew he didn't need to stay in Boston.

Tatoeba gibi projeler, Berberi dilinin hayatta kalmasına yardımcı olabilir.

Projects like Tatoeba can help the Berber language survive.

Onun geç kalmasına sebep olduğu için Dan Linda'yı suçladı.

Dan blamed Linda for causing him to be late.

Melanie'nin anne babası Emily'nin kendi evlerinde kalmasına izin verdi.

Melanie's parents permitted Emily to stay in their house.

Tom onların onun takımda kalmasına izin vereceklerinden emin değildi.

Tom wasn't sure they'd let him stay on the team.

Onun gitmesine ya da karar verdiği gibi kalmasına izin verelim.

Let's let him go or stay as he decides.

Tom'un ebeveynleri gece geç saatlere kadar onun dışarıda kalmasına izin verdi.

- Tom's parents let him stay out late at night.
- Tom's parents let Tom stay out late at night.

Tom'un ebeveynlerinin Tom'a hafta sonlarında geç saatlere kadar dışarıda kalmasına izin verdiklerini bilmiyordum.

I didn't know Tom's parents let him stay out late on weekends.