Translation of "Kapatmak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kapatmak" in a sentence and their english translations:

Pencereleri kapatmak zorundayım.

I have to close the windows.

Kapıları kapatmak zorundayız.

We've got to close the doors.

Hesabımı kapatmak istiyorum.

I want to close my account.

Hesabı kapatmak istiyorum.

I want to close the account.

Telefonu kapatmak zorundayım.

- I have to hang up.
- I have to turn off the telephone.

Kapıyı kapatmak istiyorum.

I want to close the door.

Onların işi mağazayı kapatmak.

Their job is to close the store.

Ben kapıyı kapatmak istiyorum.

I want to close the door.

Sadece gözlerini kapatmak zorundasın.

You have only to close your eyes.

Sami kapıyı kapatmak istedi.

Sami wanted to close the door.

Pencereleri kapatmak aklına gelmedi mi?

- Didn't it occur to you to shut the windows?
- Did it not occur to you to close the windows?

- Telefonu kapatmalıyım.
- Telefonu kapatmak zorundayım.

I have to turn off the telephone.

Tom kapıyı kapatmak için itti.

Tom pushed the door shut.

Libya hükümeti 'bit.ly'yi kapatmak için hazırdır.

The Libyan government is ready to close ''bit.ly''.

Kapıyı kapatmak istedim ama anahtarı kaybettim.

I wanted to close the door, but I've lost the key.

Işıkları açmak mı yoksa kapatmak mı istiyorsun?

Do you want the lights on or off?

Böyle bir işte kulaklarınızı kulaklıklarla kapatmak önemlidir.

It’s important to cover your ears with ear muffs in a job like that.

Bir hafta içinde bu işlemi kapatmak zorundayım.

I have to close this transaction within a week.

Sami dükkânını kapatmak için her şeyi hazırlıyordu.

Sami was getting everything ready to close his store.

Ağır zırhlı Hristiyan süvarileri mesafeyi kapatmak için ilerledi

The Christian heavy cavalry moved to close the distance.

Şimdi kapatmak zorundayım. Biri telefonu kullanmak için bekliyor.

I've got to hang up now. Someone is waiting to use the phone.

Fabrikayı kapatmak zorunda olmayacağımıza dair bir olasılık var.

- There is a possibility that we won't have to shut down the factory.
- There is a possibility we won't have to shut down the factory.

Tek yapmak istediğim gözlerimi kapatmak ve biraz uyumak.

All I want to do is close my eyes and get some sleep.

Sivrisinekler içeri girmesin diye pencereleri kapatmak zorunda kaldık.

We had to close the windows so that the mosquitoes wouldn't come in.

Onların neden restoranı kapatmak için zorlandıklarından emin değilim.

I'm not sure why they were forced to close the restaurant.

Ben bir hafta içinde bu anlaşmayı kapatmak zorundayım.

I have to close this deal within a week.

- Sadece gözlerini kapatmak zorundasın.
- Sadece gözlerinizi kapatın yeter.

You have only to close your eyes.

- Tom borcunu ödemek istiyordu.
- Tom borcunu kapatmak istedi.

Tom wanted to pay off his loan.

- Sami izlerini kapatmak istedi.
- Sami izlerini örtmek istedi.

Sami wanted to cover his tracks.

Ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım

I had had a dorm room business, I'd had to shut it down in the bust,

Lambaya açmak için bir, kapatmak için iki kez dokunun.

Touch the base of the lamp once to turn it on and twice to turn it off.

At kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.

- It's too late to shut the barn door after the horse has run away.
- It's too late to shut the barn door after the horse has escaped.
- It's too late to shut the barn door after the horse has run off.

At çalındıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.

It's too late to shut the barn door after the horse has been stolen.

At zaten dışarıdayken ahır kapısını kapatmak için çok geç.

It's too late to shut the barn door when the horse is already out.

At zaten kaçtığında ahır kapısını kapatmak için çok geç.

It's too late to shut the barn door when the horse has already run off.

Büyük bir aileyi geçindirmenin sıkıntıları onunla arayı kapatmak için başlıyor.

The pressures of supporting a big family are beginning to catch up with him.

Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.

Tom tried his best to cover his tracks so he could save face.

At dışarı çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.

It's too late to shut the barn door after the horse is out.

At zaten çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.

It's too late to shut the barn door after the horse has already gotten out.

Hayvanlar dışarı çıktıktan sonra ahır kapısını kapatmak için çok geç.

It's too late to shut the barn door after the animals are out.

Tom'un patronu şirketin birkaç küçük şubesini kapatmak için tek taraflı bir karar aldı.

Tom's boss made a unilateral decision to close several small branches of the company.

"Hey, neden pencere açık?" "Biraz hava sağlamak için açtım. Eğer üşüyorsanız, onu kapatmak için çekinmeyin."

"Hey, why is the window open?" "I just opened it to let in a little air. If you're cold, feel free to close it."

- At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- Atı alan Üsküdar'ı geçti.
- Son pişmanlık fayda vermez.

It's too late to shut the barn door after the horse is stolen.