Translation of "Karıma" in English

0.007 sec.

Examples of using "Karıma" in a sentence and their english translations:

Karıma anlatacağım.

I'll tell my wife.

Karıma bağırıyor muydun?

Were you shouting at my wife?

Karıma bile söylemedim.

I never even told my wife.

Ben karıma sadığım.

I'm faithful to my wife.

Karıma ihanet edemem.

I can't betray my wife.

Onu karıma söyleme.

Don't tell my wife that.

Bu ansiklopedi karıma aittir.

This encyclopedia belongs to my wife.

Bu mektubu karıma yazıyorum.

- I am writing this letter to my wife.
- I write this letter to my wife.

Karıma hemen hazırlanmasını söyledim.

I told my wife to get ready in a hurry.

Sadece zavallı karıma acımalısın.

You just have to have mercy on my poor wife.

Sanırım karıma ev almalıyım.

I guess I should get home to my wife.

Karıma onu sevdiğimi söyle.

Tell my wife I love her.

Karıma geç kalacağımı söylemeliyim.

I need to tell my wife I'll be late.

Karıma nasıl araba süreceğini öğrettim.

I taught my wife how to drive.

Karıma sürekli olarak yalan söyledim.

I lied constantly to my wife.

Aile bütçesini karıma emanet ettim.

I entrusted my wife with the family finances.

Beni karıma tanıtan kişi Tom'du.

- Tom was the one who introduced me to my wife.
- Tom is the one who introduced me to my wife.

Lütfen bu konudan karıma söz etme.

Please don't tell my wife about this.

Karıma yirmi bir senedir el sürmedim.

I have not touched my wife in twenty-one years.

Karıma söyledim: Liliane, çantaları topla, Paris'e geri gidiyoruz.

I told my wife: Liliane, pack up the bags, we're going back to Paris.

Noel için evimize gelebilir misin? Bilmiyorum, karıma bundan bahsedeceğim ve sana söyleyeceğim.

If you may come to our house for Christmas ? I don't know, I'll mention it to my wife and I'll tell you.

Partiyi erkenden terk etmek istemiyordum, fakat karıma yardım etmek için eve gitmek zorunda kaldım.

I didn't really want to leave the party early, but I had to go home to help my wife.

Bir taşla iki kuş vurmak istiyorum, Amerika'ya yolculuğum sırasında karıma bir yıldönümü hediyesi alacağım.

I'll try to kill two birds with one stone and get my wife an anniversary present during my business trip to the States.

- Karım için altın bir bilezik almak niyetindeyim.
- Karıma bir altın bilezik satın almayı tasarlıyorum.

- I intend to buy my wife a gold bracelet.
- I intend to buy a gold bracelet for my wife.

- Karımı taciz etmeyi kesin.
- Karımı üzmeyi kesin.
- Karımı rahatsız etmeyi kesin.
- Karımın canını sıkmayı kesin.
- Karıma sıkıntı vermeyi kesin.

Stop bothering my wife.