Translation of "Kasabada" in English

0.099 sec.

Examples of using "Kasabada" in a sentence and their english translations:

Kasabada yeniyim.

I'm new in town.

Sirk kasabada.

The circus is in town.

Kasabada yeniyiz.

We're new in town.

Oğlu kasabada kayboldu.

His son was lost in the town.

O kasabada yeni.

She's new in town.

Tom kasabada yeni.

Tom is new in town.

Tom hâlâ kasabada.

Tom is still in town.

Kocam kasabada değil.

My husband's not in town.

Tom kasabada yaşar.

Tom lives in town.

Tom kasabada değil.

Tom isn't in town.

Kasabada mı çalışıyorsun?

Do you work in a town?

- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada yaşam sıkıcıdır.

Life in a small town is boring.

Kasabada bir market var.

There is a market in the town.

O kasabada iş bulabildi.

He was able to get work in that town.

Onlar bu kasabada yaşıyorlar.

They live in this town.

O, sonraki kasabada yaşıyor.

He lives in the next town.

Bu kasabada kimseyi tanımıyorum.

I don't know anybody in this town.

O onu kasabada bıraktı.

He left her in town.

Küçük bir kasabada yaşıyorum.

I live in a small town.

Bu kasabada neler oluyor?

What's going on in this town?

Senin kasabada olduğunu duydum.

I heard you were in town.

Küçük bir kasabada yaşadım.

I lived in a small town.

Bu pazar kasabada olmayacağım.

I won't be in town this Sunday.

Tom hâlâ kasabada mı?

Is Tom still in town?

Arkadaşın kasabada değil mi?

Isn't your friend in town?

Okulun bu kasabada mı?

Is your school in this town?

Ben bir kasabada yaşıyorum.

I'm living in a town.

Pazartesi günü kasabada olacağım.

I'll be in town on Monday.

Tom kasabada, değil mi?

Tom is in town, isn't he?

Tabii ki, kasabada konserler vardı.

Of course, there were concerts in the town.

Şerif, kasabada düzen tesis etti.

The sheriff established order in the town.

Bu kasabada çok arkadaşı yok.

She doesn't have many friends in this town.

On yıldır bu kasabada yaşıyorlar.

They have lived in this town for ten years.

O, kasabada bir süpermarket çalıştırır.

He runs a supermarket in the town.

Ben bu küçük kasabada büyüdüm.

I grew up in this small town.

O yakındaki bir kasabada yaşıyordu.

He lived in a town near by.

Kasabada en pahalı otelde kaldık.

We stayed at the most expensive hotel in town.

Çocukken küçük bir kasabada yaşıyordu.

When he was a child, he lived in a small town.

Ben ufak bir kasabada büyüdüm.

I grew up in a small town.

Tom'un kasabada olduğunu duydun mu?

Did you hear Tom is in town?

Tom bir sonraki kasabada tutuklandı.

Tom was arrested in the next town.

Tom ne kadar süredir kasabada?

How long has Tom been in town?

İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.

He was born in a small town in Italy.

Ne kadar zamandır kasabada bulunuyorsun?

How long have you been in town?

Boston yakınlarındaki bir kasabada yaşıyorum.

I live in a town near Boston.

Kasabada yapacak bir işim var.

I have an errand to do in town.

Beş yıldır bu kasabada yaşıyoruz.

We have lived in this town for five years.

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.

He lived in a small town nearby.

Ben küçük bir kasabada büyüdüm.

I grew up in a little town.

Kasabada bir şey kiralamayı düşünüyordum.

I was thinking of renting something in town.

Tom yakındaki bir kasabada tutuklandı.

Tom was arrested in a nearby town.

Genel ahlak bu kasabada bozulmuş.

Public morals have been corrupted in this town.

Bu kasabada düzeni sağlamak zordur.

It's difficult to keep order in this town.

Bu kasabada dört okul var.

There are four schools in this town.

Kasabada ilginç bir şey buldum.

I found something interesting in the town.

Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.

I'm living in a small town.

Küçük bir kasabada yaşamak istiyorum.

I want to live in a small town.

Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.

My grandmother is the oldest in this town.

Tom Mary'nin kasabada olduğunu bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary was in town.
- Tom didn't know Mary was in town.

Tom bu kasabada bir yabancıdır.

Tom is a stranger in this town.

Biz kasabada çok iyi biliniyoruz.

We're pretty well known around town.

Fadıl güvenli bir kasabada yaşıyor.

Fadil lives in a safe town.

Kasabada hiç park var mı?

Are there any parks in the town?

Sami yakındaki bir kasabada yaşıyordu.

Sami lived in a nearby town.

Tom kasabada yeni, değil mi?

Tom is new in town, isn't he?

Tom ve Mary kasabada yeni.

Tom and Mary are new in town.

Ve bir gün annemle kasabada yürüyordum

And one day I was walking in my local town with my mum,

Nara adlı küçük bir kasabada doğdum.

I was born in a small town called Nara.

Kasabada eski bir sinema salonu var.

There's an old movie theater in town.

Kasabada çok eski bir tapınak vardır.

There is a very old temple in the town.

Tüm hayatı boyunca o kasabada yaşadı.

She lived all her life in that town.

Bu kasabada eski bir kilise var.

There is an old church in this town.

Kasabada ayaklarımın beni götürdüğü yerde dolaştım.

I walked around town wherever my feet led me.

- Şehirde değil misin?
- Kasabada değil misiniz?

Aren't you in town?

Ben bu kasabada burada kimseyi tanımıyorum.

I don't know anybody here in this town.

Bu kasabada kaç tane market var?

How many markets are there in this town?

Bu kasabada birçok güzel bina vardır.

There are a lot of beautiful buildings in this town.

Tom'un kasabada olup olmadığını görmek istiyorum.

I want to see if Tom is in town.

Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.

His name is known to everyone in this town.

Tom'un bu kasabada tanıdığı tek kişiyim.

I'm the only person Tom knows in this town.

Tom Avustralya'da küçük bir kasabada büyüdü.

Tom grew up in a small town in Australia.

1960'dan beri bu kasabada yaşıyoruz.

We have lived in this town since 1960.

Bu kasabada insanlar araba sürmeyi bilmiyorlar.

People don't know how to drive in this town.

O, küçük samimi bir kasabada büyüdü.

She grew up in a small friendly town.

Tom, Alabama'daki küçük bir kasabada doğdu.

Tom was born in a tiny town in Alabama.

Kasabada herhangi güzel kızlar var mı?

Are there any pretty girls in town?

Kasabada markete gidiyorum. Gelmek ister misin?

I'm going to the market in town. Do you want to come?

Bu kasabada bir müze var mıdır?

Is there a museum in this town?

O bu dönemden itibaren kasabada yeni.

She's new in town as of this semester.