1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Kaybetmedi

Translation of "Kaybetmedi" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kaybetmedi" in a sentence and their english translations:

Tom ümidini kaybetmedi.

Tom hasn't given up hope.

Tom güvenini kaybetmedi.

Tom hasn't lost his confidence.

Hiç kimse umudunu kaybetmedi.

No one gave up hope.

Tom umudunu hiç kaybetmedi.

Tom never lost hope.

Tom henüz umudunu kaybetmedi.

Tom hasn't yet given up hope.

Tom sakinliğini hiç kaybetmedi.

Tom never lost his composure.

Bu avukat hiç dava kaybetmedi.

This lawyer has never lost a case.

Hiç zaman kaybetmedi, değil mi?

She didn't waste any time, did she?

Tom esprili kişiliğini hiç kaybetmedi.

Tom never lost his sense of humor.

- Tom uzaklaşmak için hiç zaman kaybetmedi.
- Tom kaçmak için hiç zaman kaybetmedi.

Tom lost no time in getting away.

Tom mektubu yanıtlarken hiç zaman kaybetmedi.

Tom lost no time answering the letter.

Tom geri dönerken hiç vakit kaybetmedi.

Tom lost no time coming back.

Tom bunu yaparken hiç vakit kaybetmedi.

Tom lost no time doing that.

Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.

Tom lost no time in parting with the money.

Adam onun raporunu okumada hiç zaman kaybetmedi.

The man lost no time in reading his paper.

Tom çok kan kaybetti, ama bilincini kaybetmedi.

Tom's lost a lot of blood, but he hasn't lost consciousness.

Bana kamerayı geri göndermek için hiç zaman kaybetmedi.

He lost no time in sending the camera back to me.

En zor durumlarda bile, Tom asla cesaretini kaybetmedi.

Even in the most difficult situations, Tom has never lost heart.

Onlar hasta adamı hastaneye götürmede hiç zaman kaybetmedi.

They lost no time in getting the sick man to a hospital.

O, beş yıllık ağrılı kanser tedavisi boyunca cesaretini kaybetmedi.

Throughout the five years of painful cancer treatments, he managed to keep a stiff upper lip.

O, yeni proje üzerinde çalışmaya başlamada hiç zaman kaybetmedi.

She lost no time in starting to work on new project.

İran hiç savaş kazanmadı, ama hiç müzakere de kaybetmedi.

Iran never won a war, but never lost a negotiation.