Translation of "Kesiyor" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kesiyor" in a sentence and their english translations:

Tom ekmeği kesiyor.

Tom is cutting the bread.

Tom odun kesiyor.

Tom is chopping wood.

Klava harcamalarını kesiyor.

Klava cuts her expenditures.

Kasap eti kesiyor.

The butcher is cutting the meat.

Sözünü kesiyor muyum?

Am I interrupting?

Çocuğun saçını kesiyor.

He is cutting the boy's hair.

Komisyon kesiyor musunuz?

Do you charge a commission?

Talep nefes kesiyor.

The demand is breathtaking.

Tom tırnaklarını kesiyor.

Tom is clipping his nails.

Cümlesinin ortasında lafını kesiyor

at home or in public,

Tom bir koyun kesiyor.

Tom is slaughtering a sheep.

Her zaman konuşmamızı kesiyor.

He's always breaking into our conversation.

Bir şey kesiyor muyum?

- Am I interrupting something?
- Am I interrupting anything?

Tom balıkların kafasını kesiyor.

Tom is chopping heads off fish.

Kuaför saçı makasla kesiyor.

The hair dresser is cutting the hair with scissors.

O neredeyse kısa kesiyor.

That about wraps it up.

Sözünü kesiyor gibi görünüyorum.

I seem to be interrupting.

Tom, Mary'nin saçını kesiyor.

Tom cuts Mary's hair.

Tom el tırnaklarını kesiyor.

Tom is clipping his fingernails.

Tom ayak tırnaklarını kesiyor.

Tom is clipping his toenails.

Fakat daha tecrübeli erkekler yolunu kesiyor.

But more experienced males block his way.

Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.

Banks are cutting lending to industrial borrowers.

Önemli bir şeyi yarıda kesiyor muyum?

Am I interrupting something important?

- Bir şey kesiyor muyum?
- Bölmüyorum ya?

Am I interrupting anything?

Seyircinin rahatı için karanlığı süslüyor, acıyı kesiyor

I'd been trimming away the darkness, cutting away the pain

- Tom köşeleri kesiyor.
- Tom işin kolayına kaçıyor.

Tom is cutting corners.

Ben burada bir şeyi yarıda kesiyor muyum?

Am I interrupting something here?

- Saçını kime kestiriyorsun?
- Saçını kim kesiyor?
- Kime tıraş oluyorsun?

Who cuts your hair?

Suyun sıcaklığı sekiz, dokuz dereceye kadar düşüyor. Soğuk, nefesini kesiyor.

The water drops to as low as eight, nine degrees Celsius. The cold takes your breath away.

Gerçekten ne olduğunu ona anlatmaya çalıştım ama o benim sözümü kesiyor.

I was trying to tell him what had really happened, but he cut me short.