Translation of "Ki……" in English

0.013 sec.

Examples of using "Ki……" in a sentence and their english translations:

- Tabii ki!
- Besbelli ki!

- Of course.
- Of course!

- Elbette.
- Tabii ki.
- Besbelli ki!

- Certainly.
- Obviously.
- Of course.

Der ki;

and he says that,

Dediler ki,

And they said,

Tabii ki.

[in Spanish] Obviously.

Besbelli ki!

- Of course.
- Of course!
- Obviously!

Tabii ki!

Of course!

Şaşırmadım ki.

I'm not even surprised.

- Neden öyle olsun ki?
- Niye ki?

Why would that be?

- Korkarım ki haklısın.
- Korkarım ki haklısınız.

- I'm afraid you're right.
- I'm afraid that you're right.

- İyi ki oralardaymışım.
- İyi ki yakınlardaymışım.

I'm glad I was nearby.

- Tabii ki anlıyorsun.
- Tabii ki anlıyorsunuz.

Of course you understand.

- Balıktan hoşlanmıyorum ki.
- Balık sevmem ki.

I don't even like fish.

Diyoruz ki; Allah Allah neden çekiliyor ki?

we say Why is Allah Allah withdrawing?

Kadın hakkında diyordu ki yanına ki kişiye:

about the woman, she said to the person next to her:

- Farz edelim ki doğru.
- Varsayalım ki doğru.

Let's suppose it's true.

- Asıl sorun şu ki.
- Sıkıntı şurada ki.

There's the rub.

- Neden değişeceksin ki?
- Üstünü niye değiştireceksin ki?

Why would you change?

- Şükür ki iyi sonuçlandı.
- Şükür ki iyi geçti.
- Şükür ki iyi bitti.

- Fortunately, it turned out well.
- Luckily, it turned out well.

Görüyoruz ki meğerse,

we find, to our delight and surprise,

İlan diyor ki:

The casting call reads:

Ne yazık ki.

It's unfortunate.

Olay şu ki

The only thing is

Tabii ki hayır.

Of course not.

"Tabii ki." dedi.

He says, "Sure."

Bugün biliyoruz ki

We know that today,

Göreceksiniz ki duygular,

Emotions, you will learn,

Tabii ki var.

of course we do.

Gönülden inanıyoruz ki

we strongly believe

Size söyleyebilirim ki

And I can tell you,

Tabii ki hallettik.

Of course, we were all over it --

Ne yazık ki

But unfortunately,

Şu var ki...

You see,

Kendime dedim ki

And I said to myself,

Sonra dedi ki

And then he said,

Fakat bilmelisiniz ki

but the thing is,

Neyse ki başaramadı

He failed, fortunately,

Ona dedim ki:

And I told him,

Kendime diyordum ki

And I was like, "You know what?

Şimdi, diyeceğim ki,

Now, listen,

Yani diyorlar ki

so they say

Neyi başarabiliriz ki?

What can we achieve?

Neden kullansınlar ki

Why would they use it

Adam diyor ki

The man says

Sonradan öğrendim ki,

What I came to learn

Bu nedenledir ki

This is why,

Bu demektir ki,

This means that,

Tabii ki hayır!

Of course not!

Tabi ki, bu ...

Of course, that would be…

Tabi ki hayır!

Of course not!

Korkarım ki yanılıyorsun.

- I'm afraid you're mistaken.
- I'm afraid that you're mistaken.

Orada değildim ki.

I wasn't even there.

Tom'u suçlayamam ki.

I can't even blame Tom.

Tabii ki kızgınım.

You bet I'm angry.

Neden önemsiyorsun ki?

Why do you even care?

Öyle yalnızım ki.

- I am so lonely.
- I'm so alone.
- I'm so lonely.

Öyle rahatladım ki.

This is such a relief.

Nereden başlıyoruz ki?

Where do we even begin?

Umarız ki başaracaksın.

- We hope that you will succeed.
- We hope that you'll succeed.
- We hope you'll succeed.

İyi ki doğdun!

- Happy birthday to you!
- Happy birthday!
- Happy Birthday!

Tom'a söylemedim ki.

I haven't even told Tom.

Duydum ki gidiyormuşsun.

I heard you were leaving.

Tom'u tanımıyorum ki.

I don't even know Tom.

Haklısın, tabii ki.

You're right, of course.

Neyse ki ölmedi.

Fortunately, she didn't die.

Belli ki anlamıyorsun.

- Obviously, you don't understand.
- You obviously don't understand.

Korkarım ki öyle.

I fear so.

Tabii ki anlıyorum.

Of course I understand.

İyi ki buradasın.

- It's a good thing that you're here.
- It's good that you're here.

Neden ilginç ki?

Why is that interesting?

Onu suçlayamam ki.

I can't even blame her.

Yaz ki unutmayasın.

Write it down so you don't forget.

Neden kutlayayım ki?

Why would I celebrate?

Tabii ki korktum.

I was scared, of course.

Sinirli değildim ki.

I wasn't even nervous.

Neyse ki yanılmışım.

Luckily, I was wrong.

Tabii ki endişelendim.

I worried, of course.

Kaldı ki, katılıyorum.

Other than that, I agree.

Tabii ki sarışınım.

I am blonde, of course.

Tabii ki, doğrusun.

Of course, you're correct.

Tabii ki evet!

Of course yes!

Tabii ki hayır!

Of course not!

Belli ki sarhoşsun.

You're obviously drunk.

Tom'dan hoşlanmıyordum ki.

I didn't even like Tom.

Tom'u sevmiyorum ki.

I don't even like Tom.

Seni sevmiyorum ki.

I don't even like you.

Şanslısın ki ölmedin.

You're lucky you didn't die.

Bu onların ki.

This is theirs.

Neden oradaydın ki?

Why were you even there?

İyi ki evdeydin.

Luckily, you were at home.

Kanadalı değilim ki.

I'm not even Canadian.