1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Kitaplara

Translation of "Kitaplara" in English

0.022 sec.

Examples of using "Kitaplara" in a sentence and their english translations:

Bütün kitaplara sahibim.

I own all the books.

Gelirinin çoğunu kitaplara harcar.

She spends most of her income on books.

Kitaplara çok para harcar.

He spends a great deal of money on books.

Kitaplara on dolar harcadım.

I spent ten dollars on books.

Ben kitaplara sahip değilim.

- I don't have books.
- I haven't got books.

O, kitaplara kafayı takmış.

She's obsessed with books.

Lütfen o kitaplara dokunma.

Please don't touch those books.

Sami kendini kitaplara gömdü.

Sami buried himself in books.

Tom kitaplara çok para harcar.

Tom spends a lot of money on books.

O, kitaplara çok para harcar.

She spends a lot of money on books.

Kitaplara para harcadığım için mutluyum.

I am happy to spend money on books.

Aldığım kitaplara bir göz at.

- Take a look at the books I bought.
- Take a look at the books that I bought.
- Have a look at the books I bought.

Senin ne tür kitaplara ihtiyacın var?

What kind of books do you need?

Tom kitaplara çok fazla para harcıyor.

Tom spends too much money on books.

- Üst rafdaki kitaplara ulaşacak kadar uzun değildim.
- Üst rafdaki kitaplara ulaşmak için yeterince uzun değildim.

I wasn't tall enough to reach the books on the top shelf.

Kitaplara ne kadar harcadığını tahmin etmeye çalış.

Try to estimate how much you spent on books.

Kitaplara ya da müziğe az ilgi gösterdi.

He showed little interest in books or music.

- Tom kitaplara gömülmüş.
- Tom kitaplardan kafasını kaldırmıyor.

Tom has been hitting the books.

Bütün üyelerin bu kitaplara erişim hakkı var.

All members have access to these books.

Üst rafdaki kitaplara ulaşmak için yeterince uzun değilim.

I'm not tall enough to reach the books on the top shelf.

Eğer kitaplara ihtiyacın olursa, kütüphanedeki kitaplardan azami derecede yararlan.

If you need books, make the most of the books in the library.

- Tom kitap okumanın cılkını çıkardı.
- Tom kafasını kitaplara gömdü.

- Tom went on a book binge.
- Tom went on a binge of reading books.

Tom üst raftaki kitaplara ulaşmak için yeterince uzun değildi.

Tom wasn't tall enough to reach the books on the top shelf.