Translation of "Konuşamayan" in English

0.007 sec.

Examples of using "Konuşamayan" in a sentence and their english translations:

Konuşamayan hastaları tercih ederim.

I prefer patients who can't talk.

Tom konuşamayan hastaları tercih ediyor?

Tom prefers patients who can't talk.

O, konuşamayan hastaları tercih eder.

He prefers patients who can't talk.

O, konuşamayan hastaları tercih ediyor.

She prefers patients who can't talk.

Mary konuşamayan hastaları tercih ediyor.

Mary prefers patients who can't talk.

Biz konuşamayan hastaları tercih ederiz.

We prefer patients who can't talk.

Onlar konuşamayan hastaları tercih ederler.

They prefer patients who can't talk.

Fransızca konuşamayan çok insan var.

There are many people who don't speak French.

Burada Fransızca konuşamayan tek kişiyim.

I'm the only one here who can't speak French.

Fransızca konuşamayan ben değil, Tom'dur.

It's Tom who can't speak French, not me.

Tom Fransızca konuşamayan tanıdığım tek kişi.

Tom is the only person I know who can't speak French.

Tom Fransızca konuşamayan bir kızla evlendi.

Tom married a girl who couldn't speak French.

Ailemizde Fransızca konuşamayan tek kişi Tom'dur.

Tom is the only one in our family who can't speak French.

Fransızca konuşamayan birden fazla arkadaşım var.

I have more than one friend who can't speak French.

Fadıl, Arapça konuşamayan bir kızla evlendi.

Fadil married a girl who couldn't speak Arabic.

Tom burada Fransızca konuşamayan tek kişi.

Tom is the only one here who can't speak French.

Grupta Fransızca konuşamayan tek kişi benim.

I am the only one in the group who can not speak French.

Tom odada Fransızca konuşamayan tek kişi değildi.

Tom wasn't the only one in the room that couldn't speak French.

Burada Fransızca konuşamayan tek kişi sen değilsin.

You're not the only one here who can't speak French.

Sen konuşamayan hastaları tercih edersin, değil mi?

You prefer patients who can't talk, don't you?

Bizim takımda Fransızca konuşamayan bazı arkadaşlarımız var.

We have some guys on our team who can't speak French.

Orada Fransızca konuşamayan tek kişi olacağının farkında olduğundan eminim.

I'm sure you're aware that you'll be the only one there who can't speak French.

Tom, burada Fransızca konuşamayan tek kişinin o olduğunu düşünüyor mu?

Does Tom think he's the only one here who can't speak French?

Goethe iddia etti, "yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez".

Goethe claimed, "one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either".

Tom halen burada Fransızca konuşamayan tek kişinin kendisi olduğunu mu düşünüyor?

Does Tom still think he's the only one here who can't speak French?

- Tom ofisimizde Fransızca konuşamayan tek kişi.
- Tom ofisimizde Fransızca bilmeyen tek kişi.

Tom is the only one in our office who can't speak French.