Translation of "Konuşuyorlardı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Konuşuyorlardı" in a sentence and their english translations:

Almanca konuşuyorlardı.

They were speaking German.

Onlar iş konuşuyorlardı.

They were talking business.

Kendileri hakkında konuşuyorlardı.

They were talking about themselves.

Bulmaca gibi konuşuyorlardı.

They were speaking in riddles.

Onlar hangi dili konuşuyorlardı?

What language were they speaking?

Onlar senin hakkında konuşuyorlardı.

They were talking about you.

Sami ve Leyla konuşuyorlardı.

Sami and Layla were talking.

Onlar Güney Lehçesi ile konuşuyorlardı.

They were speaking in a Southern dialect.

Sami ve Leyla sadece konuşuyorlardı.

Sami and Layla were just talking.

Onlar eski dostlar gibi birbiriyle konuşuyorlardı.

They were talking together like old pals.

Üç oğlanın tümü aynı anda konuşuyorlardı.

All three boys were talking at once.

Tom ve Mary John hakkında konuşuyorlardı.

- Tom and Mary were talking about John.
- Tom and Mary talked about John.

Tom ve Mary Boston hakkında konuşuyorlardı.

Tom and Mary were talking about Boston.

Tom ve Mary konser hakkında konuşuyorlardı.

Tom and Mary were talking about the concert.

Tom ve Mary planları hakkında konuşuyorlardı.

Tom and Mary were talking about their plans.

Tom ve Mary bile Fransızca konuşuyorlardı.

Even Tom and Mary were speaking French.

Bence Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı.

- I think Tom and Mary were talking in French.
- I think that Tom and Mary were talking in French.

Tom ve Mary, Fransızca mı konuşuyorlardı?

Were Tom and Mary speaking French?

Ve rapçiler, ilişki kurabildiğimiz bir dilden konuşuyorlardı.

and rappers were speaking a language that we could relate to.

Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..

They are talking loudly when they know they are disturbing others.

Tom ve Mary hava durumu hakkında konuşuyorlardı.

Tom and Mary were talking about the weather.

Tom ve Mary holde yalnızdı, birbirleriyle konuşuyorlardı.

Tom and Mary were alone in the hall, talking to each other.

Tom ve Mary bütün sabah birbirleriyle konuşuyorlardı.

Tom and Mary have been talking to each other all morning.

John odaya girdiğinde Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı.

Tom and Mary were speaking in French when John entered the room.

Tom ve Mary tanımadığım bir dille birbirleriyle konuşuyorlardı.

Tom and Mary were speaking to each other in a language I didn't recognize.

Tom ve Mary bitişik odada uzunca bir süredir konuşuyorlardı.

Tom and Mary have been in the next room talking for quite a while.

Tom ve Mary birkaç dakika önce mutfakta sessizce konuşuyorlardı.

Tom and Mary were talking quietly in the kitchen a few minutes ago.

Tom ve Mary John'un onları duyması için yeterince yüksek konuşuyorlardı.

Tom and Mary were speaking loud enough for John to hear them.

Onlar Esperanto yerine kendi ana dillerini olur olmadık yerde konuşuyorlardı.

They were inappropriately speaking their native language instead of Esperanto.

Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince ingilizceye döndüler.

Tom and Mary were speaking in French, but switched to English when John entered the room.

Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı, bu nedenle onların ne hakkında konuştuklarıyla ilgili hiçbir düşüncem yoktu.

Tom and Mary were speaking in French, so I had no idea what they were talking about.

- Tom ve Mary her ikisi de aynı zamanda konuşuyordu.
- Hem Tom hem de Mary aynı zamanda konuşuyorlardı.

- Tom and Mary were both talking at the same time.
- Both Tom and Mary were talking at the same time.