Translation of "Kuşların" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kuşların" in a sentence and their english translations:

- Kuşların sesini dinleyin.
- Kuşların ötüşünü dinleyin.
- Kuşların cıvıltılarını dinleyin.

Listen to the birds sing.

Kartal kuşların kralıdır.

The eagle is king of birds.

Kuşların uçuşunu okudu.

He studied the flight of birds.

Kuşların kanatları vardır.

Birds have wings.

Kuşların cıvıldamasını dinleyin.

Listen to the birds chirp.

Kuşların cıvıltısını işitiyorum.

I hear the twittering of birds.

Kuşların cıvıldamalarını dinlemekten hoşlanırız.

We like to listen to birds singing.

Bütün kuşların kanatları vardır.

All birds have wings.

Kuşların cıvıldamalarını duyuyor musun?

Do you hear the birds singing?

Ben kuşların melodisini dinledim.

I listened to the music of birds.

Bütün kuşların tüyleri vardır.

All birds have feathers.

Pencereden dışarıda kuşların ötüştüğünü duyabiliyordum.

I could hear birds chirping outside my window.

Öten kuşların sesiyle uyandırılmayı seviyorum.

I love being woken up by the sound of birds singing.

Tom, bazı kuşların cıvıldadığını duydu.

Tom heard some birds chirping.

Bütün kuşların tüyleri var mı?

Do all birds have feathers?

Kuşların keskin bir görme gücü vardır.

Birds have sharp vision.

Kuşların cıvıl cıvıl öttüğünü duydun mu?

Did you hear the birds chirping?

Kuşların neden göç ettiğini merak ediyorum.

I wonder why birds migrate.

Lütfen yakalanan kuşların gitmesine izin ver.

Please let the captured birds go.

Tüyler kuşların ayırt edici bir özelliğidir.

Feathers are a distinguishing feature of birds.

Kuşların güzel şarkıları ağaçlar arasından duyuluyordu.

The birds' beautiful singing was heard among the trees.

Penceremin dışında kuşların şarkı söylediğini duydum.

I heard birds singing outside my window.

Gelincikler, Yeni Zelanda'da kuşların en kötü düşmanıdır.

Stoats are the worst enemy of birds in New Zealand.

Aslan hayvanların kralı ise, kartal kuşların kralıdır.

If the lion is the king of beasts, the eagle is the king of birds.

Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.

This little girl let the birds escape.

O kuşların nasıl uçtuğu üzerine çalışma yaptı.

He studied how birds flew.

O kuşların uçma şekli üzerine eğitim yaptı.

He studied the way birds fly.

- Kuşlar neden kanatlıdır?
- Kuşların neden kanatları vardır?

Why do birds have wings?

Aslan hayvanların kralı iken, kartal da kuşların kralıdır.

If the lion is the king of beasts, the eagle is the king of birds.

Eğer yapabilsem, kafesli kuşların özgürce uçmasına izin veririm.

If I could, I would let every caged bird fly free.

- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.

Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.

Senin sesin benim için genç kuşların cıvıldamalarından bile daha tatlıdır.

Your voice is sweeter to me than even the song of young birds.

Kuşların vatanı ormandır, balıkların nehir, arıların çiçekler ve Çin de küçük çocukların vatanıdır. Biz çocukluğumuzdan beri vatanımızı kuşların ormanı, balıkların nehri, arıların çiçekleri sevdiği gibi seviyoruz.

The birds' home is in the forest, the fish's home is in the river, the bees' home is in the flowers, and the little children's is in China. We love our motherland from the time we're little, as the birds love the forest, the fish love the river, and the bees love the flowers.

Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.

I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.

Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada temiz sayılan hayvanların ve kuşların hepsinden yakmalık sunular sundu.

- And Noah built an altar unto the Lord: and taking of all cattle and fowls that were clean, offered holocausts upon the altar.
- And Noah built an altar to the LORD; and took of every clean beast, and of every clean fowl, and offered burnt offerings on the altar.

Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek. Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıklar sizin yönetiminize verilmiştir.

And let the fear and dread of you be upon all the beasts of the earth, and upon all the fowls of the air, and all that move upon the earth: all the fishes of the sea are delivered into your hand.

RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların, hepsini topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.

And the Lord God having formed out of the ground all the beasts of the earth, and all the fowls of the air, brought them to Adam to see what he would call them: for whatsoever Adam called any living creature the same is its name.