Translation of "Kullanmaya" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kullanmaya" in a sentence and their english translations:

Tuvaleti kullanmaya gideceğim.

I'm going to go use the restroom.

Lütfen sözlüğümü kullanmaya çekinme.

Please feel free to use my dictionary.

O şansı kullanmaya hazırım.

- I'm willing to take that chance.
- I'm willing to risk that.

Bu şimdi kullanmaya hazır.

It's now ready to use.

Bunu kullanmaya devam edeceğiz.

We'll continue to use it.

Gerekirse güç kullanmaya yetkiliyiz.

We are authorized to use force if necessary.

Leyla eroin kullanmaya başladı.

Layla started using heroin.

Sami araba kullanmaya başladı.

Sami started driving.

- Sami tuhaf sındamgalar kullanmaya başladı.
- Sami garip emojiler kullanmaya başladı.

Sami started using strange emojis.

çünkü burada dili kullanmaya korkuyorsunuz,

because this is where you fear using the language,

O, bu makineyi kullanmaya alışıktır.

She is used to handling this machine.

Seni kullanmaya çalışıyor. Onunla evlenme!

He's trying to use you. Don't marry him!

Benim avantajımı kullanmaya çalıştığına inanıyorum.

- I believe you're trying to take advantage of me.
- I believe that you're trying to take advantage of me.

Tom'un baston kullanmaya ihtiyacı yok.

Tom doesn't need to use a cane.

Karım yeni arabamı kullanmaya korkuyor.

My wife is afraid to drive my new car.

Tom'u araba kullanmaya ikna ettim.

I've persuaded Tom to drive.

Sami tekrar meth kullanmaya başladı.

Sami started using meth again.

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

I am against using death as a punishment. I am also against using it as a reward.

Kendi, özgün yöntemimi kullanmaya karar verdim,

I decided to use my own authentic way,

Kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.

to extend the expiry date of our planet.

Ortaya geldiğinizde diş fırçası kullanmaya başlıyorsunuz,

you come to the middle, you will start using a toothbrush,

İnsanoğlu ne zaman aletler kullanmaya başladı.

When did man start to use tools?

Bizi hayal gücümüzü kullanmaya teşvik ettiler.

We are encouraged to use our imagination.

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalışmalısın.

You should try to optimize your time.

Bu siteyi biraz önce kullanmaya başladım.

I just started using this site a little while ago.

Ne zaman kontak lens kullanmaya başladın?

- When did you start using contact lenses?
- When did you start wearing contact lenses?

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalış.

Try to make good use of your time.

Güçlerini zengin olmak için kullanmaya başladılar.

They began using their power to become rich.

Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.

Mary went back to using her maiden name.

Tom'un, benim bisikletimi kullanmaya izni var.

- Tom has permission to use my bicycle.
- I've given Tom permission to use my bicycle.

Beni böyle kullanmaya nasıl cüret edersin!

How dare you use me like this!

Tom'u araba kullanmaya ikna etmeye çalışacağım.

I'll try to persuade Tom to drive.

Tom'u araba kullanmaya ikna etmeye çalıştım.

I tried to persuade Tom to drive.

Ben solda araba kullanmaya alışkın değilim.

I'm not used to driving on the left.

Sonsuza kadar benimkini kullanmaya devam edemezsin.

You can't keep using mine forever.

- Onu bir süre boyunca kullanmaya devam ettim.
- Onu bir süre için kullanmaya devam ettim.

I kept using it for a while.

Bu riski alıp bu ürünleri kullanmaya istekliler.

in order to achieve what they are led to believe is beautiful.

Bu Zoom u kullanmaya Milli eğitim zorlamadı

National education did not force using this Zoom

Günlük hayatında fazla enerji kullanmaya karar verdi.

He decided not to use much energy in his daily life.

Buradaki insanlar çok çekici giysiler kullanmaya alışkındır.

The locals are in the habit of wearing very appealing clothing.

Mühendisler, tabiatı anlamaktan ziyade, onu kullanmaya çalışırlar.

Engineers try to take advantage of nature rather than try to understand it.

Biz bir yabancı gördüğümüzde İngilizce kullanmaya eğilimliyiz.

We tend to use English when we see a foreigner.

Tom Mary üzerinde ters psikoloji kullanmaya çalıştı.

Tom tried to use reverse psychology on Mary.

O tonu benimle nasıl kullanmaya cesaret edersin!

How dare you use that tone with me!

Sanırım Tom'u araba kullanmaya ikna etmeye çalışmalısın.

I think you should try to persuade Tom to drive.

Tom'u araba kullanmaya ikna edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you could persuade Tom to drive?

Hoca sınavda hesap makinesi kullanmaya izin veriyor.

The teacher lets students use a calculator on the exam.

Vietnam şiirini temsil etmek için kullanmaya karar verdim.

to represent Vietnamese poetry through the ages.

Bense Fiona sağ elini kullanmaya başladığında gerçekten mutluydum,

I was really happy when Fiona started using her right hand

Gittikçe daha fazla doktor yeni ilaçlar kullanmaya başladı.

More and more physicians have begun to use the new medicines.

Eğer kelsen neden bir tarak kullanmaya ihtiyacın var?

Why do you need a comb if you're bald?

O ben onun hakkında öğrenmeden bilgisayarımı kullanmaya çalıştı.

He tried to use my computer without my finding out about it.

Biz 1994 yılı başında, Windows 3.1 kullanmaya başladık.

We started to use Windows 3.1 in the beginning of 1994.

- Sami, Viagra'yı almaya başladı.
- Sami, Viagra kullanmaya başladı.

Sami started taking the Viagra.

Ödeme yaparken kredi kartımı daha sık kullanmaya başladım.

I started to use my credit card for payments more often.

Sen şimdiye kadar yemek çubuklarını kullanmaya oldukça alışkın olmalısın.

You must be quite accustomed to using chopsticks by now.

Uygulama geliştiricileri bir fonksiyonel programlama dili kullanmaya karar verdi.

Application developers decided to use a functional programming language.

O uyuşturucu kullanmaya başladıktan sonra Tom'un hayatı kontrolden çıktı.

Tom's life spiraled out of control after he started using drugs.

Hayırsever, servetini muhtaç insanlara yardımcı olmak için kullanmaya çalıştı.

The philanthropist tried to use her wealth to help people in need.

Çünkü 2002, İtalya'nın İtalyan Lirası'nı bırakıp EURO kullanmaya başladığı yıldı.

Well, because 2002 was the year Italy abandoned the Italian Lira and started using the EURO.

Henry Ford, kitleye otomobil üretmek için montaj hatlarını kullanmaya başladı.

Henry Ford, when he began to use assembly lines to mass produce cars.

Ona kullanmamasını söylemesine rağmen, Tom Mary'nin bilgisayarını kullanmaya karar verdi.

Tom decided to use Mary's computer even though she had told him not to.

Janie ne zaman kendi kendine ilaç kullanmaya başladı bilmiyorum ama yapmış.

I don't know when Janie started self medicating, but she did.

1984'te Kola şeker yerine yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanmaya başladı.

- In 1984, Coke started using HFCS instead of sugar.
- In 1984, Coke started using high-fructose corn syrup as substitute for sugar.

İnterneti kullanmaya başlayıncaya kadar dünyada bu kadar çok aptal olduğunu bilmiyordum.

I hadn't known there were so many idiots in the world until I started using the Internet.

Isteyen istediği gibi buna benzer silahlar kullansın veya kullanmaya çalışsın veya yapılmaya çalışılsın

whether the person wants to use such weapons or try to use them or try to be made

- Beyninin sol tarafını çok kullanıyorsun. Daha sanatsal olabilmek için beyninin sağ tarafını kullanmaya çalış.
- Beyninizin sol tarafını çok kullanıyorsunuz. Daha sanatsal olabilmek için beyninizin sağ tarafını kullanmaya çalışın.

You live in your left brain too much. Try to use your right brain to be more artistic.

Kawa bir JVM(Java Sanal Makinesi) gerçekleştirme projesidir.Bu bütün Java kütüphanelerini avantajlı bir şekilde kullanmaya izin verir.

Kawa is an implementation of Scheme for JVM that allows one to take advantage of all the libraries of Java.

Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.