Translation of "Kutlama" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kutlama" in a sentence and their english translations:

Kutlama başlasın.

Let the celebration start.

Şimdi, kutlama zamanı.

Now, it's time to celebrate.

O bir kutlama.

It's a celebration.

Dışarıda kutlama yapıyordum.

I was out celebrating.

Bir kutlama olmalı.

There should be a celebration.

Kutlama yapmalıyız, Tom.

We should have a celebration, Tom.

Canım kutlama yapmak istemiyor.

- I don't feel like partying.
- I don't feel like celebrating.

Birlikte kutlama yapmak eğlenceliydi.

- It was fun to celebrate together.
- It was fun celebrating together.

Bu kutlama zamanı değil.

- This is not a time for celebration.
- This isn't a time for celebration.

Bu gece kutlama yapacağız.

We'll celebrate tonight.

Bu kadar erken kutlama!

Don't celebrate too soon!

Hiçbir özel kutlama planlanmadı.

No special celebration is planned.

Canım kutlama yapmak istiyor.

I feel like celebrating.

Kutlama için bir nedendir.

It's a cause for celebration.

- Tom kutlama için süslenip püslendi.
- Tom kutlama için giyinip kuşandı.

Tom was overdressed for the occasion.

Bütün gece boyunca kutlama yaptık.

We partied all night long.

Kutlama yapmak için burada değilim.

I'm not here to celebrate.

Tom çok fazla kutlama yapar.

Tom parties too much.

Tom kutlama yapıyor gibi görünmüyor.

Tom doesn't seem to be celebrating.

Bu çok keyifli bir kutlama.

It's a very cheerful celebration.

Tom'un kutlama için nedeni var.

Tom has cause for celebration.

Kutlama yapan insanların çoğu turistler.

Most of the people celebrating are tourists.

Ben kutlama için geç geldim.

I arrived late for the celebration.

Onlar bir kutlama ziyafeti düzenledi.

They held a congratulatory banquet.

Birleşik Almanya'da kutlama havası hakimdir.

A celebratory mood prevails in the united Germany.

Biz kutlama yapmak için dışarı çıkıyoruz.

We're going out to celebrate.

Kutlama yapmak için bütün gece dışarıdaydık.

We were out celebrating all night.

Bu kutlama ülkemizin kültürünün esas parçasıdır.

This celebration is an intrinsic part of the culture of our country.

Mary kutlama için yeterli yiyecek yapmadığından endişeliydi.

Mary was worried that she hadn't cooked enough food for the party.

Tom ve takımın geri kalanı kutlama yapıyor.

Tom and the rest of the team are celebrating.

kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.

thousands congregate for dinners and celebration.

Sanatçılar konserden sonra yakındaki bir restoranda bir parti ile kutlama yaptılar.

After the concert the performers celebrated with a party at a nearby restaurant.

Erkek kardeşinin futbol takımı maçı kazandı ve şu anda kutlama yapıyorlar.

Your brother's soccer team won the game and is celebrating right now.