1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Problemle

Translation of "Problemle" in English

0.004 sec.

Examples of using "Problemle" in a sentence and their english translations:

Bir problemle karşılaştım.

I encountered a problem.

Görünüşe göre problemle ilgilenmişsin.

It looks like you took care of the problem.

Artık bu problemle uğraşamam.

I can't deal with this problem anymore.

Problemle hemen şimdi ilgileniliyor.

The problem's being looked into as I speak.

Tom bu problemle uğraşıyor.

Tom is dealing with that problem.

Problemle en iyi kim başedebilir?

Who can best handle the problem?

Şu anda o problemle ilgilenemem.

I can't deal with that problem right now.

Pek çok problemle karşı karşıyayız.

We are faced with a host of problems.

Şu anda bu problemle uğraşmayalım.

Let's not deal with that problem right now.

Problemle kendim başa çıkmak istiyorum.

I want to handle the problem myself.

Zor bir problemle yüz yüze geldim.

I am confronted with a difficult problem.

Bu zor problemle ne yapacağımı bilmiyorum.

I'm at my wit's end with this difficult problem.

Sanırım onlar bir tür problemle karşılaştılar.

I think they've encountered some kind of problem.

Şu anda bu problemle ilgilenmemiz gerekiyor.

We need to deal with this problem right now.

- Bu sorunla ilgileneceğim.
- Bu problemle ilgileneceğim.

- I will deal with this problem.
- I'll deal with this problem.

O problemle nasıl başa çıkmayı planlıyorsunuz?

How do you plan to deal with that problem?

Bu tür bir problemle uğraşmaya alışkınım.

I'm used to dealing with this kind of problem.

Sanırım bu problemle uğraşmaya başlasak iyi olacak.

I think we'd better start dealing with that problem.

Bugün birçok ciddi problemle karşı karşıya bulunmaktayız.

Today we face a lot of serious problems.

Birisinin bu problemle ilgili bir şey yapma zamanı.

- It's about time someone did something about that problem.
- It's about time somebody did something about that problem.
- It's about time that somebody did something about that problem.
- It's about time that someone did something about that problem.

Tom bundan çok daha büyük bir problemle karşı karşıya.

Tom is facing a much bigger problem than that.

- Zor bir problemle yüz yüze geldim.
- Zor bir sorunla karşı karşıyayım.

- I am confronted with a difficult problem.
- I'm confronted with a difficult problem.

En son ne zaman bu tür bir problemle baş etmek zorunda kaldınız?

When was the last time you had to deal with this kind of problem?

- Senin yaşındaki insanların genellikle bu sorunu vardır.
- Senin yaşındaki insanlar, sık sık bu problemle karşılaşır.

People of your age often have this problem.