1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Söyleyemeyecek

Translation of "Söyleyemeyecek" in English

0.005 sec.

Examples of using "Söyleyemeyecek" in a sentence and their english translations:

Onlar söyleyemeyecek.

They won't be able to tell.

Yalan söyleyemeyecek kadar çok dürüsttür.

He is too honest to tell a lie.

Sana söyleyemeyecek kadar çok utangaçtım.

I was too embarrassed to tell you.

Tom bize bir şey söyleyemeyecek.

Tom won't be able to tell us anything.

Tom sana bir şey söyleyemeyecek.

Tom won't be able to tell you anything.

Bir şey söyleyemeyecek kadar çok utanmıştım.

I was too ashamed to say anything.

Tom bir şey söyleyemeyecek kadar utangaçtı.

Tom was too shy to say anything.

Onlara senin kim olduğunu söyleyemeyecek misin?

Aren't you going to tell them who you are?

Sami bir şey söyleyemeyecek kadar utangaçtı.

Sami was too shy to say anything.

Tom bir şey söyleyemeyecek kadar kibardı.

Tom was too polite to say anything.

Tom yalan söyleyemeyecek kadar dürüst bir çocuktur.

Tom is too honest a boy to tell a lie.

Tom bir şey söyleyemeyecek kadar çok korktu.

Tom was too scared to say anything.

John, bir şey söyleyemeyecek kadar çok şaşırmıştı.

John was too surprised to say anything.

Tom zaten bilmediğin bir şeyi sana söyleyemeyecek.

Tom won't be able to tell you anything that you don't already know.

Tom halk içinde şarkı söyleyemeyecek kadar utangaçtır.

Tom is too shy to sing in public.

Tom, Mary'ye gerçeği söyleyemeyecek kadar çok korkmuştu.

Tom was too scared to tell Mary the truth.