Translation of "Seks" in English

0.008 sec.

Examples of using "Seks" in a sentence and their english translations:

Seks satar.

Sex sells.

Seks zevklidir.

Sex is pleasurable.

Seks iyidir.

Sex is good.

Onunla seks yapmadım.

I did not have sex with him.

Tom seks bağımlısıydı.

Tom was addicted to sex.

Sami seks bağımlısıydı.

Sami was addicted to sex.

Temas ederek seks yapıyorlar.

are the penis and the part being penetrated.

Uyuşturucu bağımlısı seks işçileri,

the drug-addicted prostitute,

Korunmasız seks yapmak tehlikelidir.

Having unprotected sex is dangerous.

O bir seks işçisi.

She's a sex worker.

O bir seks işçisidir.

He's a sex worker.

Hayır, onunla seks yapmadım.

- No, I did not sleep with him.
- No, I didn't sleep with him.

Seks benim için önemli.

Sex is important to me.

O bir seks manyağı.

He's a sex maniac.

Sık seks iyi değildir.

Frequent sex is not good.

Muhtemelen onunla seks yapmadı.

- She probably didn't have sex with him.
- He probably didn't have sex with her.
- She probably didn't have sex with her.
- He probably didn't have sex with him.

Gerçekten seks yaptın mı?

Did you really have sex?

Tom, Mary'yle seks yaptı.

Tom has sex with Mary.

Sovyetler Birliği'nde seks yoktu.

There was no sex in the Soviet Union.

Ben hiç seks yapmadım.

- I have never had sex.
- I've never had sex.

Filmler bugünlerde seks dolu.

Movies these days are full of sex.

Hiç seks yaptın mı?

Have you ever had sex?

Seks toplumumuzun her yerinde.

Sex is everywhere in our society.

Sami eşcinsel seks istedi.

Sami wanted homosexual sex.

Seks hala bir tabudur.

Sex is still a taboo.

Seks bir ganimet değildir.

- Sex isn't a trophy.
- Sex is not a trophy.

Tom kayıtlı bir seks suçlusu.

Tom is a registered sex offender.

En önemli seks organı beyindir.

The most important sex organ is the brain.

Kadınlar da seks yapmak ister.

Women want to have sex too.

Seninle anal seks yapmak istiyorum.

- I want to fuck you in the ass.
- I want to have anal sex with you.

Sami sert seks yapmak istiyordu.

Sami wanted violent sex.

Sami sekreteriyle oral seks yapıyordu.

Sami was getting oral sex from his secretary.

Tom ve Mary seks arkadaşı.

Tom and Mary are friends with benefits.

"Evlilik öncesi seks mi?" "Evet, Tom. Bu evlilik öncesi seks anlamına gelir."

"Premarital sex?" "Yes, Tom. It means sex before marriage."

- Evlilik öncesi seks hakkında nasıl hissediyorsun?
- Evlilik öncesi seks hakkında nasıl düşünüyorsun?

How do you feel about sex before marriage?

- Leyla kendini seks için hazır hissetmedi.
- Leyla kendini seks için hazır hissetmiyordu.

Layla didn't feel ready for sex.

Bedensel bilgi, tabii ki seks anlamında.

Carnal knowledge, of course, meaning sex.

Bu yüzden sınıfta seks hakkında konuşmuyoruz.

so we're not talking about sex in class.

En son ne zaman seks yaptın?

When was the last time you had sex?

Geçen yıl kaç kişiyle seks yaptın?

How many people have you had sex with in the last year?

Tom,seks dersi sınıfında öğrendiklerine şaşırmıştı.

Tom was surprised by what he learned in sex education class.

O senden seks yaşamını anlatmanı istemiyor.

He doesn't want you to tell him about your sex life.

Seks hayatın en büyük zevklerinden biridir.

Sex is one of life's greatest pleasures.

Dan ve Linda seks yapmadılar bile.

Dan and Linda didn't even have sex.

Onlar seks, zenginlik ve ün istiyorlar.

They want sex, wealth and fame.

Günümüzde filmler seks ve şiddet dolu.

Nowadays, movies are full of sex and violence.

Leyla ve Sami seks hakkında konuşuyordu.

Layla and Sami were talking about sex.

Leyla uyuşturucu için insanlarla seks yaptı.

Layla had sex with people for drugs.

- Yazılım seks gibidir: parasız olunca daha iyidir.
- Yazılım seks gibidir: parasız olduğunda daha iyidir.

Software is like sex: it's better when it's free.

seks ve vücut bölümleri hakkında konuşmayı öğretirsek,

to talk about sex and body parts with parents and teachers,

Tatoeba, tekila, seks ve marihuanaya hoş geldiniz.

Welcome to Tatoeba, tequila, sex and marijuana.

Dünya seks, para ve uyuşturucu etrafında dönüyor.

The world turns around sex, money and drugs.

Bu gece benimle seks yapmak ister misin?

Do you want to have sex with me tonight?

Tom sadece seks ve içki alemiyle ilgileniyordu.

Tom was only interested in sex and booze.

Biz birbirimizi seviyoruz ancak artık seks yapmıyoruz.

We love each other, but we don't have sex anymore.

Sen hiç halk parkında seks yaptın mı?

Have you ever had sex in a public park?

Yazılım seks gibidir: parasız olunca daha iyidir.

Software is like sex: it's better when it's free.

Ben bir Sovyet-Amerikan kadınla seks yaptım.

I had sex with a Soviet-American woman.

Tom ve Mary tedarik dolabında seks yaptı.

Tom and Mary had sex in the supply closet.

Seks çoğu Çinli için gerçekten önemli değildir.

Sex doesn't really matter to most Chinese.

Sami ve Leyla rastgele yerlerde seks yaptılar.

Sami and Layla had sex in random places.

Sami, Leyla'ya seks için bazı tavsiyeler verdi.

Sami gave Layla some advice for sex.

Sami ve Leyla arabanın arkasında seks yaptılar.

Sami and Layla had sex in the back of the car.

Yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.

never to talk about sex, politics or religion at the dinner table.

Bu bana bir transseksüel seks işçisi tarafından söylendi,

That was said to me by a transgender prostitute

Bugünün filmlerinde çok fazla seks ve şiddet vardır.

There's too much sex and violence in today's movies.

Seks bir dövüş sanatı olsaydı, siyah kuşağım olurdu.

If sex were a martial art, I would have a black belt.

- O, seks düşkünü bir kadın.
- O bir nemfomanyak.

She's a nymphomaniac.

O benim kocamla seks yapmaya nasıl cesaret eder?

How dare she have sex with my husband?

O benim karımla seks yapmaya nasıl cesaret eder?

How dare he have sex with my wife?

Bir kez seks yaptık ve onun eşi öğrendi.

We had sex once and his wife found out.

- Kadınlar seks objeleri değiller.
- Kadınlar cinsel obje değildir.

Women are not sex objects.

Erkek arkadaşım ve ben ilk buluşmamızda seks yaptık.

My boyfriend and I had sex on the first date.

Babası neredeyse onun erkek arkadaşıyla seks yaptığını yakalıyordu.

Her father nearly caught her having sex with her boyfriend.

Tom seks yapmak istiyordu, ancak Mary adet dönemindeydi.

Tom wanted sex, but Mary was on her period.

Sami polise Leyla'yla ne sıklıkta seks yaptığını söyledi.

Sami told police about how often he had sex with Layla.

Sami ölümünden 24 saat önce Leyla'yla seks yaptı.

Sami had sex with Layla 24 hours before her death.

Uyuşturucu ve seks üzerine kurulu bir hayatı vardı.

His life revolved around drugs and sex.

Ve, tabii, bağ olmadan seks yapmak zordur, değil mi?

And, of course, it's hard to have sex when you lack human connection, right?

Bir milyon dolar için benimle seks yapmak ister misin?

Would you have sex with me for a million dollars?

Mary, Tom'un kuzeni ile seks yaptığını öğrendiğinde şok oldu.

Mary was shocked when she learned that Tom had had sex with his cousin.

Asla reddedemeyeceğin iki şey vardır, seks ve televizyona çıkmak.

There are two things you never turn down: sex and appearing on television.

Benimle bir Boeing 747 uçağının tuvaletinde seks yapmak istemeyen,

I need to start courting a more sophisticated class of woman,

Onlar Tom ve Mary'yi otobüsün arkasında seks yaparken yakaladı.

They caught Mary and Tom having sex at the back of the bus.

Ona sadece biraz nasihat vermedim, ayrıca onunla oral seks yaptım.

I not only gave him some advice, I also gave him a fellatio.

Ona oral seks teklif ettim ama o havasında olmadığını söyledi.

I offered him a blowjob, but he said that he wasn't in the mood.

Eğer bu cümleyi anlayabilirseniz o zaman biriyle seks yapmanız gerek.

If you can understand this sentence then you need to have sex with someone.

Sami, Leyla'yı kaçırdı ve onu bir seks kölesi olarak tuttu.

Sami abducted Layla and kept her as a sex slave.

Biri beni seks yapmak için davet etti ve ben kabul ettim.

Somebody invited me to have sex and I agreed.

Her şey için görgü kuralı vardır, hatta bir seks partisinin bile.

There's proper etiquette for everything, even an orgy.

- O muhtemelen onunla cinsel ilişkiye girmedi.
- Belki de onunla seks yapmadı.

She probably didn't have sex with him.

Bu fikir seks hakkında daha fazla tartışmalar için bir sıçrama tahtasıydı.

That idea was a springboard for further discussions about sex.

- Sami, Leyla ile seks yapıyordu.
- Sami, Leyla ile cinsel ilişkiye giriyordu.

Sami was having sex with Layla.

Ben sadece ona biraz tavsiye vermedim aynı zamanda onunla oral seks yaptım.

I not only gave her some advice, I also gave her a cunnilingus.

Ben sadece ona biraz tavsiye vermedim, aynı zamanda onunla oral seks yaptım.

I not only gave him some advice, I also gave him a blowjob.

Sevgi cevaptır. Ancak cevabı beklerken seks, bazı oldukça iyi sorular ortaya çıkarmaktadır.

Love is the answer. But while you're waiting for the answer, sex raises some pretty good questions.

Bir kız ilk kez seks yaptığında, onun kızlık zarı parçalanır ve kanar.

When a girl has sex for the first time, her hymen ruptures and bleeds.