Translation of "Suçlayamazsın" in English

0.004 sec.

Examples of using "Suçlayamazsın" in a sentence and their english translations:

Onları suçlayamazsın.

You can't blame them.

Onu suçlayamazsın.

You can't blame her.

Beni suçlayamazsın.

You can't blame me.

Kendini suçlayamazsın.

You can't blame yourself.

- Gerçekten Tom'u bununla suçlayamazsın.
- Bunun için gerçekten Tom'u suçlayamazsın.

You can't really blame Tom for that.

Bunun için beni suçlayamazsın.

- You can't blame me for that.
- You can't blame this on me.

Bunun için bizi suçlayamazsın.

You can't blame this on us.

Sinirlendiği için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame Tom for getting angry.

Bunun için kendini suçlayamazsın.

You can't blame yourself for that.

Kaza için onu suçlayamazsın.

You can't blame him for the accident.

Onun için onları suçlayamazsın.

You can't blame them for that.

Kazadan dolayı Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame Tom for the accident.

Kanıtın olmadıkça onu çalmakla suçlayamazsın.

You can't accuse him of stealing unless you have proof.

Gitmek istediği için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame Tom for wanting to leave.

Denediği için bir adamı suçlayamazsın.

You can't blame a guy for trying.

Kuşkucu olduğum için beni suçlayamazsın.

You can't blame me for being suspicious.

Deneme için bir kızı suçlayamazsın.

You can't blame a girl for trying.

Yaptığı şey için onu suçlayamazsın.

You can't blame her for what she did.

Kanıt olmadan onu hırsızlıkla suçlayamazsın.

You can't accuse him of theft without having proof.

Bu sorun için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame this problem on Tom.

Merak ettiğim için beni suçlayamazsın.

You can't blame me for being curious.

Merak ettiğimiz için bizi suçlayamazsın.

You can't blame us for being curious.

Yaptığı şeyi yaptığı için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame Tom for doing what he did.

Yaptığı şey için kesinlikle Tom'u suçlayamazsın.

You can't exactly blame Tom for what he did.

Bütün bu şey için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame this whole thing on Tom.

Mary ile zaman geçirmek istediği için Tom'u suçlayamazsın.

You can't blame Tom for wanting to spend time with Mary.

- Denediğim için beni ayıplayamazsınız.
- Denediğim için beni suçlayamazsın.

You can't blame me for trying.

Onun yaşını göz önüne alırsak, öyleyse onu icraatları için suçlayamazsın.

If you consider his age, then you can't blame him for his actions.