Translation of "Takıldı" in English

0.029 sec.

Examples of using "Takıldı" in a sentence and their english translations:

Sami takıldı.

Sami hung up.

Örümcek ağlarına takıldı.

It's actually caught in all the cobwebs.

Balon ağaca takıldı.

The balloon was caught in the tree.

O taşa takıldı.

She tripped on the stone.

Boğazıma kılçık takıldı.

I have a fish bone stuck in my throat.

Radyo prize takıldı.

The radio was plugged in.

Tom'un ayağı takıldı.

Tom tripped.

Onlar ayrıntıya takıldı.

They were obsessed with detail.

Onlar birbirine takıldı.

They teased each other.

O gözüme takıldı.

It caught my eye.

Tom bir şeye takıldı.

Tom tripped over something.

Mary'nin gözü Tom'a takıldı.

Tom caught Mary's eye.

Timothy'ye Timmy lakabı takıldı.

Timothy was nicknamed Timmy.

Tom arkadaşları ile takıldı.

Tom hung out with his friends.

Vitrindeki elbise gözüme takıldı.

The dress in the window caught my eye.

Fadıl yanlış insanlarla takıldı.

Fadil hung out with the wrong people.

Tom yanlış insanlarla takıldı.

Tom hung out with the wrong people.

Tom dün arkadaşlarıyla takıldı.

Tom hung out with his friends yesterday.

O onun gözüne takıldı.

He caught her eye.

- Bu sabah gözüme manşet takıldı.
- Bu sabah gözüme başlık takıldı.

The headline caught my eye this morning.

Gözüme tuhaf bir şey takıldı.

Something strange caught my eye.

Onun gözü duvardaki resme takıldı.

His eye fell on the picture on the wall.

Onun gözleri duvardaki tuvale takıldı.

His eyes got stuck on the canvas on the wall.

Tom Mary'ye şaka yollu takıldı.

- Tom teased Mary.
- Tom was teasing Mary.

Tom dün gece arkadaşlarıyla takıldı.

Tom hung out with his friends last night.

Tom çok defa çevirmeye takıldı.

Tom has been pulled over a lot.

Bu bütün gün kafama takıldı.

I've had this stuck in my head all day.

Tarlayı sürerken pulluğuna bir taş takıldı

a plow was attached to his plow while plowing the field

Gençlerden birinin ayağı takıldı ve düştü.

One of the youngsters tripped and fell.

Benim ayakkabı bağcığım yürüyen merdivene takıldı.

My shoelace got caught in the escalator.

Tom'un ayağı takıldı ve ayak bileği burkuldu.

Tom tripped and sprained his ankle.

Özür dilemeyi denedim ama sözler boğazıma takıldı.

I tried to apologize, but the words stuck in my throat.

Bu trajik olay Tom'un bütün hayatına takıldı.

The tragic event haunted Tom all his life.

Çoğu insan gösteriden sonra bir süre takıldı.

Most people stuck around for a while after the show.

Sami'nin aklına geçmişindeki korkunç bir an takıldı.

Sami is haunted by a terrible moment in his past.

Oğlumun ayağı takıldı ve sehpanın köşesi alnını yardı.

My son tripped and cut his forehead on the corner of the coffee table.

- Gözüme bir resim takıldı.
- Gözüme bir fotoğraf çarptı.

A photo caught my eye.

- Tom, trafikte sıkıştırıldı.
- Tom, trafikte sıkıştı.
- Tom, trafiğe takıldı.

Tom got stuck in traffic.

Tom bütün öğleden sonra Mary ile birlikte bir barda takıldı.

Tom hung out in a bar with Mary all afternoon.

- Şirin bir kız Tom'un gözüne takıldı.
- Güzel bir kız Tom'un dikkatini çekti.

A cute girl caught Tom's eye.