Translation of "Tanımadığı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Tanımadığı" in a sentence and their english translations:

Kedi tanımadığı bir gürültüden korktu.

The cat was scared by an unfamiliar noise.

Bu köpek tanımadığı herkese havlar.

- This dog barks at everyone he doesn't know.
- This dog barks at everyone it doesn't know.

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.

Tom sat down next to someone he didn't know.

Tom tanımadığı insanlardan yardım istemeyi sevmez.

Tom doesn't like to ask for help from people he doesn't know.

Tom'un tanımadığı bir kadın ona yaklaştı.

A woman Tom didn't know approached him.

Tom, Mary'yi tanımadığı biriyle parkta yürürken gördü.

Tom saw Mary walking in the park with someone he didn't know.

Hiç kimsenin seni tanımadığı bir yere git.

Go where nobody knows you.

Tom Mary ile konuşan tanımadığı bir adam gördü.

Tom saw some guy he didn't know talking to Mary.

Hiç kimse beni orada tanımadığı için onlara adımın Tom olduğunu söyledim.

Since no one knew me there, I told them my name was Tom.

- Uyanınca tanımadığı bir odada bulmuştu kendini.
- Gözünü bilmediği bir odada açtı.

He awoke to find himself in a strange room.

Tom gece caddeden aşağıya doğru yürüyorken onun tanımadığı bir adam onu bir bıçakla tehdit etti ve onun parasını gasbetti.

When Tom was walking down the street at night, a man he didn't know threatened him with a knife and robbed him of his cash.