Translation of "Uğradığını" in English

0.005 sec.

Examples of using "Uğradığını" in a sentence and their english translations:

Neye uğradığını şaşıracaksın.

You'll never know what hit you.

Tom'a uğradığını söyleyeceğim.

I'll tell Tom you dropped by.

Uğradığını onlara söyleyeceğim.

I'll tell them you came by.

Uğradığını ona söyleyeceğim.

I'll tell him you came by.

Onların uğradığını göreceksin.

You will see them come by.

Neye uğradığını şaşıracak.

- He won't know what hit him.
- She won't know what hit her.

Neye uğradığını şaşırdı.

- He didn't know what hit him.
- She didn't know what hit her.

İhanete uğradığını söyledi.

She said she was betrayed.

Geçerken uğradığını onlara söyleyeceğim.

- I'll tell them you dropped by.
- I'll tell them you came by.

Geçerken uğradığını ona söyleyeceğim.

- I'll tell him you dropped by.
- I'll tell him you came by.

Tom'un haksızlığa uğradığını düşünüyorum.

- I think Tom got a raw deal.
- I think that Tom got a raw deal.

Tom hüsrana uğradığını söyledi.

- Tom told me that he was frustrated.
- Tom told me he was frustrated.

Tom ihanete uğradığını söyledi.

- Tom said he was betrayed.
- Tom said that he was betrayed.

Tom haksızlığa uğradığını söyledi.

- Tom said he felt wronged.
- Tom said that he felt wronged.

Tom ayrımcılığa uğradığını söylüyor.

- Tom says that he's been discriminated against.
- Tom says he's been discriminated against.

Yenilgiye uğradığını kabul ediyor.

He acknowledges that he was defeated.

Tom iftiraya uğradığını söylüyor.

Tom says he was framed.

Tom'un hayal kırıklığına uğradığını biliyorum.

- I know Tom was disappointed.
- I know that Tom was disappointed.

Bende hayal kırıklığına uğradığını biliyorum.

- I know you're disappointed in me.
- I know that you're disappointed in me.

Tom hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

- Tom said he was disappointed.
- Tom said that he was disappointed.

Tom bana senin uğradığını söyledi.

Tom told me you had stopped by.

Tom hayal kırıklığına uğradığını söylüyor.

Tom says he's disappointed.

Ben hayal kırıklığına uğradığını görmek istemiyorum.

I don't want to see you disappointed.

Sadece hayal kırıklığına uğradığını görmek istemiyorum.

I just don't want to see you get disappointed.

- Uğradığını Tom'a söyleyeceğim.
- Uğradığınızı Tom'a söyleyeceğim.

I'll tell Tom you came by.

Tom bana hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

- Tom told me that he was disappointed.
- Tom told me he was disappointed.

Tom, Mary'ye hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

Tom told Mary that he was frustrated.

Tom Mary'nin hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

- Tom said Mary was frustrated.
- Tom said that Mary was frustrated.

Tom çok hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

Tom said that he was very disappointed.

Tom, Mary'nin hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

Tom said that Mary was disappointed.

Tom gerçekten hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

Tom said that he was really disappointed.

Dan, kızının kaçırılıp tecavüze uğradığını polise bildirdi.

Dan reported to the police that his daughter had been abducted and raped.

Tom onun da hayal kırıklığına uğradığını söyledi.

- Tom said he's also frustrated.
- Tom said that he's also frustrated.

E-posta hesabınızın saldırıya uğradığını nasıl anladınız?

How do you know if your email account has been hacked?

Sana Dan'ın ne kadar hayal kırıklığına uğradığını söyleyemem.

I can't tell you how disappointed Dan was.

Tom'un yüzüne bakarak onun hayal kırıklığına uğradığını söyleyebilirsin.

You could tell by the look on Tom's face that he was disappointed.

- Hayal kırıklığına uğradığını biliyorum.
- Hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum.

- I know that you're disappointed.
- I know you're disappointed.

Tom bana Mary'nin hayal kırıklığına uğradığını düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was disappointed.
- Tom told me he thought Mary was disappointed.
- Tom told me he thought that Mary was disappointed.
- Tom told me that he thought that Mary was disappointed.

- Tom ihanete uğradığını söyledi.
- Tom ihanet edildiğini söyledi.

- Tom said he'd been betrayed.
- Tom said that he'd been betrayed.

- Tom ona neyin çarptığını bilmeyecek.
- Tom neye uğradığını şaşıracak.

Tom won't know what hit him.

- Tom kendine neyin çarptığını bilmiyordu.
- Tom neye uğradığını şaşırmıştı.

Tom didn't know what hit him.

- Tom iftiraya uğradığını söylüyor.
- Tom kendisine çamur atıldığını söylüyor.
- Tom kendisine komplo kurulduğunu söylüyor.

Tom says he was framed.