Translation of "Uyandıran" in English

0.003 sec.

Examples of using "Uyandıran" in a sentence and their english translations:

Beni uyandıran kişi Tom'dur.

Tom is the one who woke me up.

Tom ilgi uyandıran bir adam.

Tom is an intriguing guy.

Beni uyandıran şey bu olmalı.

- That must've been what woke me up.
- That must have been what woke me up.

Tom hayranlık uyandıran bir iş yaptı.

Tom has done an admirable job.

Bu çok ilgi uyandıran bir hikaye.

That's a very compelling story.

Eğer bu bir rüyaysa, beni uyandıran adamı öldüreceğim.

If this is a dream, I will kill the man who wakes me up.

Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.

An interesting record is still preserved of the inhuman cruelties which were inflicted on this admirable young woman in the secret of the prison house where no eye pitied her and where no friendly hand composed her aching limbs.