1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Vardığımda

Translation of "Vardığımda" in English

0.017 sec.

Examples of using "Vardığımda" in a sentence and their english translations:

Vardığımda sana yazacağım.

I'll write you when I arrive.

İstasyona vardığımda, seni ararım.

On my arrival at the station, I will call you.

Havaalanına vardığımda onu aradım.

Arriving at the airport, I called her up.

Eve vardığımda, çok yorgundum.

When I got home, I was very tired.

Eve vardığımda seni arayacağım.

I'll give you a call when I get home.

Eve vardığımda, çok açtım.

When I got home, I was very hungry.

İstasyona vardığımda, otobüsten indim.

As I reached the station, I got off the bus.

Otele vardığımda hava kararmıştı.

It was dark when I reached the hotel.

Oraya vardığımda seni arayacağım.

I'll call you when I get there.

Oraya vardığımda Tom'u arayacağım.

I'll call Tom when I get there.

Boston'a vardığımda Tom'u arayacağım.

I'll call Tom when I get to Boston.

Eve vardığımda çocuklar gitmişti.

The kids were gone when I got home.

Eve vardığımda Tom buradaydı.

Tom was here when I got home.

İstasyona vardığımda seni arayacağım.

I'll call you when I get to the station.

Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.

When I arrived, it was raining.

Boston'a vardığımda seni arayacağım.

I'll give you a call when I get to Boston.

Oraya vardığımda oldukça karanlıktı.

It was quite dark when I got there.

Oraya vardığımda onları arayacağım.

I'll call them when I get there.

Oraya vardığımda onu arayacağım.

I'll call him when I get there.

Ben vardığımda o yeniliyordu.

He was being beaten when I arrived.

Oraya vardığımda sana yazacağım.

I'll write to you when I get there.

Eve vardığımda aç değildim.

I wasn't hungry when I got home.

İstasyona vardığımda, arkadaşlarımdan birini aradım.

On arriving at the station, I called a friend of mine.

İstasyona vardığımda, tren çoktan gitmişti.

Arriving at the station, I found the train had already left.

Oraya vardığımda mağaza zaten kapanmıştı.

The store was already closed when I got there.

Ben oraya vardığımda, onu buldum.

When I arrived there, I found him.

Ben oraya vardığımda, ev yanıyordu.

When I got there, the house was on fire.

Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

When I arrived, they quickly cleared out of the house.

Eve vardığımda bunun hakkında konuşalım.

Let's talk about this when I get home.

Havaalanına vardığımda uçağın kalktığını gördüm.

Arriving at the airport, I saw the plane taking off.

Zirveye vardığımda, ben tamamen bitkindim.

When I reached the summit, I was thoroughly worn out.

Oraya vardığımda onlar gitmek üzereydi.

They were about to leave when I arrived there.

Ben vardığımda, o çoktan gitmişti.

By the time I arrived, he had already left.

Ben vardığımda Tom orada değildi.

Tom wasn't there when I arrived.

Ben vardığımda Tom zaten sarhoştu.

When I arrived, Tom was already drunk.

Ben vardığımda konser neredeyse bitmişti.

The concert was all but over when I arrived.

Eve vardığımda sana ondan bahsedeceğim.

I'll tell you about it when I get home.

Ben vardığımda o zaten gitmişti.

She had already gone when I arrived.

Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.

The party was all but over when I arrived.

Eve vardığımda çok aç değildim.

I wasn't very hungry when I got home, but I'm really hungry now.

Eve vardığımda sana mesaj atacağım.

I'll text you when I get home.

Eve vardığımda çok yorgun olacağım.

I'm going to be very tired when I get home.

İstasyona vardığımda arkadaşlarım beni bekliyordu.

When I arrived at the station, my friends were waiting for me.

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

But something happened when I arrived in India.

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.

Arriving at the station, I found my train gone.

Ben durağa vardığımda otobüs zaten gitmişti.

The bus had already left when I got to the bus stop.

Otobüs durağına vardığımda seni tekrar arayacağım.

I'll call you back when I get to the bus stop.

Eve vardığımda, cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.

When I got home, I noticed that I had lost my wallet.

Ben eve vardığımda hava oldukça kararmıştı.

It was quite dark when I got home.

Tokyo'ya vardığımda sana iki satır yazarım.

I'll drop you a line when I get to Tokyo.

Ben oraya vardığımda Tom zaten sınıftaydı.

Tom was already in the classroom when I got there.

Ben istasyona vardığımda tren çoktan gitmişti.

The train had already left when I got to the station.

Ben oraya vardığımda ne yapmam bekleniyor?

What am I expected to do when I get there?

Ben havaalanına vardığımda, rüzgar sert esiyordu.

When I arrived at the airport, the wind was blowing hard.

Sınıfa vardığımda o artık orada değildi.

When I reached the classroom, she was no longer there.

Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.

- When I got home, I realized I had lost my wallet.
- When I got home, I realized that I had lost my wallet.

Onun evine vardığımda o zaten götürülmüştü.

When I got to his house, he had already been taken away.

Ben vardığımda o sadece gitmeye hazırlanıyordu.

When I arrived, she was just getting ready to leave.

Ben okula vardığımda yarış zaten bitmişti.

When I got to school, the race had already finished.

Oraya vardığımda Tom beni kapıda karşıladı.

When I got there, Tom met me at the door.

Oraya vardığımda sınıftaki tek kişi Tom'du.

Tom was the only one in the classroom when I got there.

Ben oraya vardığımda Tom gitmeye hazırdı.

Tom was ready to go when I got there.

İstasyona vardığımda, ben amcamı ofisinde görmeye gittim.

On arriving at the station, I went to see my uncle at his office.

Ben istasyona vardığımda, tren çoktan hareket etmişti.

The train had already started when I got to the station.

İstasyona vardığımda tren tam hareket etmek üzereydi.

When I arrived at the station, the train was just about to leave.

Otobüs durağına vardığımda son otobüs zaten gitmişti.

The last bus had already gone when I got to the bus stop.

Onun uçağı, Narita Havaalanına vardığımda zaten ayrılmıştı.

His airplane had already left when I got to Narita Airport.

Tom, ben oraya vardığımda hâlâ onu yapıyordu.

Tom was still doing that when I got there.

Umarım Tom orada vardığımda gitmeye hazır olacaktır.

I hope Tom will be ready to go when I get there.

Ben eve vardığımda Tom ve Mary televizyon izliyordu.

Tom and Mary were watching television when I got home.

Eve vardığımda sana onun hakkındaki her şeyi söyleyeceğim.

I'll tell you all about it when I get home.

- Eve geldiğimde hava karanlıktı.
- Eve vardığımda hava kararmıştı.

It was dark by the time I got home.

- Oraya vardığımda aç olacağım.
- Oraya vardığım zaman acıkmış olacağım.

I'll be hungry when I get there.

O, arabayı tamir ediyordu ve ben eve vardığımda yorgun görünüyordu.

He had been repairing the car and looked tired when I arrived home.

- Eve geldiğimde açlıktan ölmüş olacağım.
- Eve vardığımda açlıktan ölmüş olacağım.

I'll be starved when I get home.

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

When I got home, I found I had lost my wallet.

Komşumun yazlığını satın almak istedim, ama ben oraya vardığımda çoktan satılmıştı.

I wanted to buy my neighbor's cottage, but it had already been sold when I got there.

Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.

When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off.

Üzgünüm, ama şimdi gitmek zorundayım.Bir saat içinde bir randevum var.Lütfen eve vardığımda beni tekrar aramayı unutmayın.

Sorry, but I have to go now. I have an appointment in one hour. Please don't forget to call me back when I get home.

- Eve geldiğimde çok yorgundum.
- Eve gittiğimde çok yorgundum.
- Eve vardığımda çok yorgundum.
- Eve ulaştığım zaman çok yorgundum.

I was exhausted when I got home.