Translation of "Veriyorum" in English

0.012 sec.

Examples of using "Veriyorum" in a sentence and their english translations:

Söz veriyorum.

You have my word.

Dikkatimi veriyorum.

- I've been paying attention.
- I paid attention.

Söz veriyorum!

- I promise!
- I promise.

- O incitmeyecek, söz veriyorum.
- Acıtmayacak, söz veriyorum.

It won't hurt, I promise.

- Senin dostluğuna değer veriyorum.
- Dostluğuna değer veriyorum.

I value your friendship.

Tüm ağırlığımı veriyorum.

And that's me putting all my weight on it.

İstediğini sana veriyorum.

- I am giving you what you want.
- I'm giving you what you want.

Gitmene izin veriyorum.

I'm allowing you to go.

Dostluğumuza değer veriyorum.

I value our friendship.

Sana söz veriyorum.

I promise you.

Köpeklere su veriyorum.

I give water to the dog.

Unutmayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't forget.
- I promise that I won't forget.

İçmeyeceğime söz veriyorum.

- I promise I won't drink.
- I promise that I won't drink.

Bakmayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't look.
- I promise that I won't look.

Arayacağıma söz veriyorum.

- I promise I'll call.
- I promise that I'll call.

Deneyeceğime söz veriyorum.

- I promise I'll try.
- I promise that I'll try.

Onu Tom'a veriyorum.

I'm giving it to Tom.

Onu geri veriyorum.

I'm giving it back.

Onu sana veriyorum.

I'm giving it to you.

Fikirlerine değer veriyorum.

I value your opinions.

Cevap veriyorum: Hayır.

And I answer: no.

Jack'a elma veriyorum.

I give Jack the apple.

Söylemeyeceğime söz veriyorum.

- I promise I won't tell.
- I promise that I won't tell.

Buna garanti veriyorum.

I guarantee it.

Hayır oyu veriyorum.

I'm voting no.

Isırmayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't bite.
- I promise that I won't bite.

Geleceğime söz veriyorum.

- I promise that I'll come.
- I promise I'll come.

Bunu onlara veriyorum.

I'm giving it to them.

Bunu ona veriyorum.

I'm giving it to him.

Sana kalbimi veriyorum.

I give you my heart.

Ben söz veriyorum.

I give my word.

Ben ders veriyorum.

- I am teaching.
- I'm teaching.
- I teach.

İspanyolca dersleri veriyorum.

I give lessons in Spanish.

Onlara istediklerini veriyorum.

I give them what they want.

Eğleneceğimize söz veriyorum.

I promise we'll have fun.

Ağlamayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't cry.
- I promise that I won't cry.

- Söz veriyorum seni koruyacağım.
- Seni koruyacağıma söz veriyorum.

- I promise I will protect you.
- I promise that I'll protect you.

- Sana bir şans veriyorum.
- Size bir şans veriyorum.

I'm giving you a chance.

- Onu yapmaya söz veriyorum.
- Onu yapmak için söz veriyorum.

I promise to do that.

İstanbul'a taşınmaya karar veriyorum.

I decide to move to Istanbul.

Sana bir kitap veriyorum.

I give you a book.

Ben herkese selam veriyorum.

I give greetings to everyone.

Onun gitmesine izin veriyorum.

I let him go.

Şimdi sana ölümümü veriyorum.

Now I offer you my death.

Mutlu olacağına söz veriyorum.

- I promise you'll be happy.
- I promise that you'll be happy.

Arkadaşlığına çok değer veriyorum.

I value your friendship very much.

Sana onu söz veriyorum.

- I promise you.
- I promise you that.

Onu unutmayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't forget it.
- I promise that I won't forget it.

Söz veriyorum seni ısırmayacağım.

I promise I won't bite.

Ben kendi savaşımı veriyorum.

I fight my own battles.

Sana bir fırsat veriyorum.

I'm giving you an opportunity.

Geri döneceğim, söz veriyorum.

I promise I'll come back.

Ben para ödünç veriyorum.

I lend money.

Kıskanç olmayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't be jealous.
- I promise that I won't be jealous.

Kimseye vurmayacağım, söz veriyorum.

- I promise I won't hit anyone.
- I promise that I won't hit anyone.
- I promise I won't hit anybody.

Tekrar olmayacağına söz veriyorum.

- I promise it won't happen again.
- I promise that it won't happen again.

Doğum günü partisi veriyorum.

I'm having a birthday party.

Sakin olacağıma söz veriyorum.

- I promise I'll be quiet.
- I promise that I'll be quiet.

Şarkı söylememeye söz veriyorum.

I promise not to sing.

Tom'a söylemeyeceğime söz veriyorum.

I promise not to tell Tom.

Sana elimden geleni veriyorum.

I'm giving you all I can.

Denemen için izin veriyorum.

You have my permission to try.

Buna gerçekten değer veriyorum.

- I really appreciate it.
- I do appreciate that.

Yarın yapacağım. Söz veriyorum.

- I'll do it tomorrow. I promise.
- I'll do that tomorrow. I promise.

Sana bir emir veriyorum.

- I am giving you an order.
- I'm giving you an order.

Kediye bir hap veriyorum.

I'm giving a pill to the cat.

Seni koruyacağıma söz veriyorum.

I promise I will protect you.

Yarın onları ona veriyorum.

- I'm giving them to him tomorrow.
- I'm giving them to her tomorrow.

Ben aşırı tepki veriyorum.

I'm overreacting.

O incitmeyecek, söz veriyorum.

It won't hurt, I promise.

Uzun sürmeyeceğine söz veriyorum.

- I promise it won't take long.
- I promise that it won't take long.

Sana bunu bedava veriyorum.

I'm giving it to you for free.

Bütün gün kararlar veriyorum.

I've been making decisions all day.

Onlara söylememeye söz veriyorum.

I promise not to tell them.

Ona söylememeye söz veriyorum.

I promise not to tell him.

Onlara söylemeyeceğime söz veriyorum.

I promise I'll never tell them.

Ona söylemeyeceğime söz veriyorum.

I promise I'll never tell him.

Tom'u incitmeyeceğime söz veriyorum.

- I promise I won't hurt Tom.
- I promise that I won't hurt Tom.

Geri geleceğim, söz veriyorum.

I'll come back, I promise.

Doktor Tom'a söz veriyorum.

I give the floor to Dr. Tom.

Seni ısırmayacağıma söz veriyorum.

- I promise I won't bite you.
- I promise that I won't bite you.

Geri geleceğim. Söz veriyorum.

I'll come back. I promise.

Tom'a bakacağıma söz veriyorum.

- I promise that I'll take care of Tom.
- I promise I'll take care of Tom.

Bu yüzden önem veriyorum.

That's why I care.

Kimseye söylemem. Söz veriyorum.

- I won't tell anyone. I promise.
- I won't tell anybody. I promise.

Ben ona destek veriyorum.

I second that.

Sana son uyarımı veriyorum.

I'm giving you my final warning.

Tom için oy veriyorum.

I'm voting for Tom.