Translation of "Yaşlarında" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yaşlarında" in a sentence and their english translations:

Babam ellili yaşlarında.

My father is in his fifties.

Büyükbabam doksanlı yaşlarında.

My grandfather is in his nineties.

O, altmış yaşlarında.

He is around sixty years old.

Yirmi otuz yaşlarında.

He is between twenty and thirty years old.

Hâlâ yirmili yaşlarında olmalı.

She must still be in her twenties.

Babam yirmili yaşlarında evlendi.

My father got married in his twenties.

Altmış yaşlarında bir adam.

He is around sixty years old.

O, onlu yaşlarında evlendi.

She got married in her teens.

Tom yetmişli yaşlarında öldü.

Tom died in his seventies.

Tom otuzlu yaşlarında olmalı.

Tom must be in his thirties.

Tom otuzlu yaşlarında evlendi.

Tom got married in his thirties.

Şuradaki çocuk senin yaşlarında görünüyor.

That boy over there looks about your age.

Senin yaşlarında bir oğlan biliyorum.

I know a boy about your age.

Kız kardeşim onlu yaşlarında evlendi.

My sister got married in her teens.

Tom otuzlu yaşlarında vefat etti.

Tom died in his thirties.

Şüpheli otuzlu yaşlarında bir adamdır.

The suspect is a man in his late thirties.

Tom yetmiş yaşlarında bir kimsedir.

Tom is a septuagenarian.

Tom otuzlu yaşlarında, değil mi?

Tom is in his thirties, isn't he?

O zaman o yirmili yaşlarında olamazdı.

She can't have been in her twenties at that time.

- Tom yirmili yaşlarındadır.
- Tom yirmili yaşlarında.

Tom is in his twenties.

Tom görünüşte otuz yaşlarında yakışıklı bir adam.

Tom is a handsome man, apparently in his thirties.

Tom, Mary'nin hâlâ otuzlu yaşlarında olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was still in her thirties.

O yaşlı görünüyor, ama o hâlâ yirmili yaşlarında.

He looks old, but he is still in his twenties.

O otuzlu yaşlarında, ama yaşına göre yaşlı görünüyor.

She is in her thirties, but looks old for her age.

"Almanya'ya breakdansı geri getirmeye çalışan 30 yaşlarında çılgın bir Koreli"

"This is just a, like, 30-year-old, crazy guy from Korea

Yaklaşık iki üç yaşlarında o küçük kız ile aynı yaşlarda

It's like a two-year-old, three-year-old, same age, little girl,

Bir adam kırklı ve ellili yaşlarında hala yürümeye başlayan bir çocuktur.

In his forties and fifties, a man is still a toddler.

- Tom ilerleyen yaşlarında üne kavuştu.
- Tom hayatının son dönemlerine kadar ünlü değildi.

Tom didn't become famous until late in his life.