Translation of "Yalınayak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yalınayak" in a sentence and their english translations:

Tom yalınayak.

Tom is barefoot.

Tom karda yalınayak koştu.

Tom ran barefoot in the snow.

Tom'un yalınayak olacağını düşünmemiştim.

- I didn't think Tom would be barefoot.
- I didn't think that Tom would be barefoot.

Tom'un yalınayak olduğunu biliyorum.

- I know Tom was barefoot.
- I know that Tom was barefoot.

Tom ve Mary yalınayak.

Tom and Mary are barefoot.

Tom yalınayak gitmeye karar verdi.

Tom decided to go barefoot.

Ayakkabıcının oğlu hep yalınayak gider.

The shoemaker's son always goes barefoot.

Kumda yalınayak yürümekten hoşlanır mısın?

Do you enjoy walking barefoot on the sand?

O yalınayak çalışan bir avukat.

He's an advocate of barefoot running.

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

Tom isn't accustomed to walking barefooted.

Tom, Mary'nin yalınayak olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was barefoot.

O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.

He was so startled that he ran outside barefoot.

Sabah, çimlerin üzerinde çiy yalınayak dokunmak iyidir.

In the morning, it is good to touch barefoot the dew on the grass.

- Onlar yalın ayak yürüdü.
- Onlar yalınayak yürüyorlar.

They walk barefoot.

- Onlar yalınayak gidiyorlar.
- Onlar çıplak ayakla yürüyorlar.

They go barefoot.

Tom Mary'ye, John'un yalınayak olmadığını düşündüğünü söyledi.

- Tom told Mary that he thought John wasn't barefoot.
- Tom told Mary that he didn't think John was barefoot.

- O, sıcak korlar üzerinde çıplak ayakla yürüdü.
- Kızgın kömürler üzerinde yalınayak yürüdü.

She walked barefoot over the hot embers.