1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Yapabileceğimden

Translation of "Yapabileceğimden" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yapabileceğimden" in a sentence and their english translations:

Onu yapabileceğimden eminim.

I bet I can do it.

Bunu yapabileceğimden eminim.

- I'm positive that I can do that.
- I'm positive I can do that.

Onu yapabileceğimden emin değilim.

- I'm not sure I can do it.
- I'm not sure that I can do it.

Daha iyi yapabileceğimden eminim.

I'm sure I can do better.

Ne yapabileceğimden emin değilim.

I'm not sure what we can do.

Bunu yapabileceğimden emin değildim.

I wasn't sure I'd be able to do that.

Bunu yapabileceğimden kesinlikle eminim.

I'm absolutely positive that I can do that.

Onu tekrar yapabileceğimden eminim.

- I'm sure I can do that again.
- I'm sure that I can do that again.

Bunu yapabileceğimden oldukça eminim.

- I'm fairly confident I can do that.
- I'm fairly confident that I can do that.

Onu yapabileceğimden hâlâ emin değilim.

I'm still not sure I can do that.

Ben bunu yapabileceğimden oldukça eminim.

I'm pretty sure I could do that.

Ben bunu yapabileceğimden emin değildim.

I wasn't sure I could do it.

Onu tekrar yapabileceğimden emin değilim.

- I'm not sure I can do that again.
- I'm not sure that I can do that again.

Bir şekilde onu yapabileceğimden oldukça eminim.

I'm pretty sure I can do it one way or another.

Yapmamı istediğin şeyi yapabileceğimden emin değilim.

- I'm not sure I can do what you asked me to do.
- I'm not sure that I can do what you asked me to do.

Onu kendi başıma yapabileceğimden oldukça eminim.

I'm pretty sure that I can do that by myself.

Bunu kendi başıma yapabileceğimden oldukça eminim.

I'm pretty sure I can do this by myself.

Onu bir daha yapabileceğimden emin değilim.

- I'm not sure I can do that again.
- I'm not sure that I can do that again.

Er ya da geç bunu yapabileceğimden eminim.

- I'm sure I'll be able to do it sooner or later.
- I'm sure I'll be able to do that sooner or later.

Senin için başka ne yapabileceğimden emin değilim.

I'm not sure what else I can do for you.

Ben deneyeceğim, ama bunu yapabileceğimden emin değilim.

I'll try, but I'm not sure I'll be able to do that.

Tom onu yapabilirse, ben de onu yapabileceğimden eminim.

If Tom can do it, I'm sure I can do it, too.

Yardım etmek için başka ne yapabileceğimden emin değilim.

I'm not sure what else I can do to help.

Tom bunu benim yapabileceğimden çok daha iyi yaptı.

- Tom did that much better than I could've.
- Tom did that a lot better than I could've.
- Tom did that a lot better than I could have.
- Tom did that much better than I could have.