Translation of "Yarar" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yarar" in a sentence and their english translations:

Zarardan yarar sağlamalısın.

You should make the best of a bad situation.

O işe yarar.

That comes in handy.

Hipnotizma işe yarar.

Hypnotism works.

Bu neye yarar?

- What's this for?
- What is this for?

Neye yarar bilmiyorum.

I don't know what it's for.

Umarım işe yarar.

I just hope it works.

Aşk neye yarar?

What is love good for?

Bunlar işe yarar şeyler.

That's the good stuff.

Pekâlâ, şimdilik işe yarar.

Well, it'll do for the time being.

O, bir şeye yarar.

He is good for something.

Bu neredeyse işe yarar.

This almost works.

Sanırım bu işe yarar.

I guess that works.

- Bana uyar.
- İşime yarar.

It works for me.

Beyin yıkama işe yarar.

Brainwashing works!

Umarım bu işe yarar.

- I hope this works.
- I hope it will work.

O genellikle işe yarar.

That one usually works.

Belki de işe yarar.

Maybe that would work.

Bu ne işe yarar?

What does this do?

Birine yarar ötekine zarar.

One man's meat is another man's poison.

İnşallah planın işe yarar.

I hope your plan will work out.

Matematik ne işe yarar?

What is mathematics good for?

Bu gerçekten işe yarar.

This really works.

O işe yarar mı?

Would it work?

Sizin işinize yarar mı?

Will it be of use for you?

Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

[Bear] The carcass is good for the survivor.

Menisküs, dizleri dengede tutmaya yarar,

The meniscus helps stabilize the knee

Nasıl yani? İşe yarar mı?

Huh? How does that work?

Herhangi bir kağıt işe yarar.

Any paper will do.

Bu her zaman işe yarar.

This works every time.

Tom'la konuşsam işe yarar mı?

Would it help if I talked to Tom?

Umarım bu ilaç işe yarar.

I hope this medicine works.

Onu söylemek işe yarar mı?

Will it help to say that?

Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.

The community will benefit from the new industry.

Telkinle tedavi işe yarar mı?

Does faith healing work?

Herhangi bir yer işe yarar.

Any place will do.

Bu buton ne işe yarar?

What does this button do?

O şey ne işe yarar?

What does that thing do?

Sonunda işe yarar bir öneri!

Finally one useful suggestion!

Bu gerçekten işe yarar mı?

Does this ever actually work?

Arkadaşlar böyle zamanlarda işe yarar.

Friends come in handy at times like this.

Bu kitabı okuyarak yarar sağladım.

I profited from reading this book.

Umarım bu veri işine yarar.

I hope this data will be useful to you.

Bu ilaç anında işe yarar.

This medication works instantly.

Ben zarardan yarar sağlamaya çalışıyorum.

I'm trying to make the best of a bad situation.

Ayı spreyi nasıl işe yarar?

How does bear spray work?

Ayı spreyi işe yarar mı?

Does bear spray work?

Sanırım onu yapmak işe yarar.

- I think doing that would help.
- I think that doing that would help.

Bu senin işine yarar mı?

Would this be useful to you?

Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.

It helps the court reset its relationship with the community,

Akıllıca kullanılırsa, para çok işe yarar.

If wisely used, money can do much.

İşe yarar bir yardım var mı?

Is there any help available?

- Bu işe yarar.
- Şimdilik idare eder.

This'll do.

Tom işe yarar bir öneri yaptı.

Tom made a useful suggestion.

Tom seninle gitse işe yarar mı?

Would it help if Tom went with you?

Bu şu an için işe yarar.

This will do for now.

Dümen, uçağın yalpalamasını kontrol etmeye yarar.

The rudder works to control the yaw of the plane.

Bu yöntem her zaman işe yarar.

This method works every time.

Umarım bütün o şeyler işe yarar.

- I hope all that stuff works.
- I hope that all that stuff works.

Bir çiçek kırmızı olduğu sürece işe yarar.

- Any flower will do, so long as it is red.
- Any flower will do as long as it's red.

Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

You will benefit by a trip abroad.

Onların mobilyaları, tarz yerine yarar için seçildi.

Their furniture was chosen for utility rather than style.

İşe yarar cevaplar beraberinde yeni sorular getirenlerdir.

The only useful answers are those that raise new questions.

Bu buton tam olarak ne işe yarar?

What exactly does this button do?

Sana biraz para versem işine yarar mı?

Would it help if I gave you some money?

Şimdi, bu yalnızca tekrar tekrar yaparsanız işe yarar.

Now, this works only if you do this repeatedly.

Yavaşça ve sessiz! Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

Nice and quiet! A carcass is good for the survivor.

Peki müzeler ve oradaki eserler ne işe yarar?

So, what do museums and their artifacts do?

- Herhangi biri işe yarar.
- Kim olsa iş görür.

Anybody will do.

Ama bu yalnızca, hepimiz ciddiye alırsa işe yarar.

But that only works if each of us takes it seriously.

"Bu tam olarak ne işe yarar?" "Emin değilim."

"What exactly does this do?" "I'm not sure."

- Matematiğin ne faydası var?
- Matematik ne işe yarar?

- What is the use of mathematics?
- What is Maths good for?
- What is mathematics good for?

Gece gündüz. Tatillerde. Fabrikayı işe yarar hale getirmek için

We worked day and night, through the holidays,

Çin dili bu pazarda İngilizceden daha iyi işe yarar.

Chinese language works much better than English in this market.

- İşe yarar bir şey yap.
- Elle tutulur bir şey yap.

Do something useful.

O çok sayıda fikir buldu ama hiçbiri işe yarar değildi.

He came up with many ideas, none of which were good.

- Zor koşullar altında elimizden gelenin en iyisini yaptık.
- Zarardan yarar sağladık.

We made the best of that bad situation.

"Bana yazacak bir şeyler verin." "Bu tükenmez kalem işe yarar mı? "

"Give me something to write with." "Will this ball-point pen do?"

- Kaçmak utanç verici, ama faydalı.
- Kaçmak utanç vericidir ancak işe yarar.

Running away is shameful, but it's useful.

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.

The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.

Meclis bütün oturum boyunca işe yarar herhangi bir yasa yürütmekte başarısız oldu.

Congress failed to enact any useful legislation during the entire session.

- Tom zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.
- Tom zarardan yarar sağlıyor.

Tom is trying to make the best of a bad situation.

- Ormanların dikimi çevre için iyidir.
- Ormanların dikilmesi çevreye yarar sağlar.
- Ağaç dikilmesi çevre için iyidir.
- Ağaç dikilmesi çevre için yararlıdır.

Planting forests is good for the environment.

- Tom zarardan yarar sağlamaya çalıştı.
- Tom kötü bir durum karşısında idare etmeye çalıştı.
- Tom zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.

Tom tried to make the best of a bad situation.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Alice was beginning to get very tired of sitting by her sister on the bank, and of having nothing to do: once or twice she had peeped into the book her sister was reading, but it had no pictures or conversations in it, 'and what is the use of a book,' thought Alice 'without pictures or conversation?'