Translation of "Yerli" in English

0.022 sec.

Examples of using "Yerli" in a sentence and their english translations:

Tavuk yerli mi?

Is the chicken local?

Hiçbirimiz yerli değiliz.

Not one of us is local.

Tom yerli mi?

Is Tom local?

Yerli lehçeniz nedir?

What's your native dialect?

Yerli Amerikalılarla ne yaptın?

What did you do with the Native Americans?

Yerli bir kadınla evlendi.

He married a local girl.

Gürcistan onun yerli devletidir.

Georgia is his native state.

Ben yerli Amerikalıları seviyorum.

I love Native Americans.

Bu ürünlerin çoğu yerli.

Most of these products are domestic.

Kıptiler Mısırlı yerli Hıristiyanlardır.

The Copts are the native Christians of Egypt.

Favori yerli biran nedir?

What's your favorite domestic beer?

Favori yerli şarabın nedir?

What's your favorite domestic wine?

Tom kısmen yerli Amerikalı.

Tom is part Native American.

O bir Yerli Amerikalı.

He is a Native American.

Ben yerli Fransızca konuşmacıyım.

I'm a native French speaker.

Bir yerli konuşucu gibi görünmek istiyorsan, mümkün olduğunda yerli konuşucuları dinle.

If you want to sound like a native speaker, listen to native speakers whenever possible.

Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.

I met with the local people, I met with the farmers.

Yerli Amerikalıları Brezilya'da görmek istiyorum.

I want to see Native Americans in Brazil.

Meksika'daki çoğu yerli İspanyolca konuşur.

Most Native Americans in Mexico speak Spanish.

Benim hayatım tamamiyle yerli yerinde.

My life is perfectly fulfilled.

Kızılderililer, Birleşik Devletler'in yerli halkıdır.

Native Americans are the indigenous peoples of the United States.

Ben yerli köyümü hayal ettim.

I dreamed of my native village.

Tom yerli bir kızla evlendi.

Tom married a local girl.

Onun büyükbabası yerli bir Liechtensteinlıdır.

His grandfather is a native Liechtensteiner.

O senin yerli aksanın mı?

Is that your native accent?

Bu benim yerli aksanım değil.

This isn't my native accent.

Hükümet yerli ürünlerin kullanımını teşvik ediyor.

- The government is promoting the use of home products.
- The government is promoting the use of domestically made products.

Yerli Amerikalılar düşmanlarının kafa derisini yüzdüler.

The Native Americans scalped their enemies.

Alaska'da çok fazla yerli Amerikalı görebilirsiniz.

You can see a lot of Native Americans in Alaska.

O, bir yerli gibi İngilizce konuşur.

He speaks English like a native.

Yerli Amerikalılar ok ve yayla savaştılar.

Native Americans fought with bow and arrow.

Tom bir yerli gibi Fransızca konuşur.

Tom speaks French like a native.

Tom bir yerli gibi Fransızca konuşabilir.

Tom can speak French like a native.

Yerli nüfus göçmenlere karşı silaha sarıldı.

The indigenous population took up arms against the settlers.

Keşke bir yerli gibi İngilizce konuşabilsem.

I wish I could speak English like a native speaker.

Tom bir yerli gibi İngilizce konuşabilir.

Tom can speak English like a native.

Ben yerli bir Fransız konuşmacı değilim.

I'm not a native French speaker.

Tom yerli bir konuşmacı gibi konuşmuyor.

Tom doesn't sound like a native speaker.

- Yerli bir konuşurla dört yıl İngilizce çalıştım.
- Yerli bir konuşur ile dört yıl İngilizce çalıştım.

I studied English for four years with a native speaker.

Bugün, Lakchmamma yerli tapınağında şükran duaları ediyor.

Today, Lakchmamma gives prayers of thanks at her homemade temple.

Ve güçlü yerli hükümdarlar şimdi kendi hakimiyetlerini

and the powerful local lords now seek to assert their rule over territorial remnants

Biz tüketiciler daha fazla yerli ürün tüketmeliyiz.

We consumers must buy more domestic products.

Kolomb Günü, "Yerli Direniş Günü" diye anılmalıdır.

Columbus Day should be remembered as "Indian Resistance Day".

Yerli Avustralyalılar, binlerce yıl boyunca kanguru yemişler.

Indigenous Australians have eaten kangaroos for millennia.

Mary çok başarılı olan yerli bir kız.

Mary is a local girl who made it big.

Yerli konuşmacılarla konuşmak için fazla fırsatlarım olmuyor.

I don't get that many opportunities to talk with native speakers.

Yerli bir konuşmacı gibi konuşmayı öğrenmek istiyorum.

I want to learn to sound more like a native speaker.

Tom Fransızcayı neredeyse bir yerli gibi konuşabilir.

Tom can speak French almost like a native.

Tom'un bir yerli konuşmacı olmadığını nereden biliyorsun?

- How do you know that Tom isn't a native speaker?
- How do you know Tom isn't a native speaker?

Yerli Amerikalılar Avrupalılar gelmeden önce Amerika'da yaşıyordu.

Native Americans lived in America before the Europeans arrived.

Tom yerli bir Fransız konuşmacı gibi konuşuyor.

Tom sounds like a native French speaker.

Tom yerli bir Fransız konuşmacı gibi konuşmuyor.

Tom doesn't sound like a native French speaker.

Sen yerli bir Fransız konuşmacısısın, değil mi?

You're a native French speaker, aren't you?

Beyazların üstünlüğüne inananların temsil ettiği yerli terörist tehdidini

We're not talking seriously about the domestic terrorism threat

Sigara içmek artık tüm yerli uçak seferlerinde yasaklandı.

Smoking is now banned on all domestic plane flights.

- Tom yerli bir Amerikan.
- Tom bir Amerikan yerlisi.

Tom is a Native American.

Bu cümle bir yerli konuşucu tarafından kontrol edilmeli.

This sentence needs to be checked by a native speaker.

Brezilya'daki bazı yerli kabileler keresteciler tarafından tehdit edilmektedir.

Some indigenous tribes in Brazil are threatened by loggers.

Keşke Tatoeba Corpus'ta daha yerli Amerikan dilleri olsa.

I wish there were more Native American languages in the Tatoeba Corpus.

Bu kitabı al. O, Peru'nun Yerli Amerikalıları hakkında.

Take this book. It's about Peru's Native Americans.

- Tom alaycı oluyor.
- Tom yerli yersiz espri yapıyor.

Tom is being facetious.

O sanki bir yerli konuşmacıymış gibi İngilizce konuşur.

She speaks English as if she were a native speaker.

Tom çok başarılı olan yerli bir erkek çocuğu.

Tom is a local boy who made it big.

Yerli konuşmacılarla konuşmak için çok fazla fırsatlarım olmuyor.

I don't get very many opportunities to talk with native speakers.

Tom yerli bir konuşucu kadar Fransızca konuşabilmeyi diliyor.

Tom wishes he could speak French as well as a native speaker.

Yerli Meksika sanatına olan sevgisi, onun çöküşü oldu.

His love for indigenous Mexican art became his downfall.

Onun bir yerli konuşur gibi sesletim yapacağını sanmıyorum.

- I don't think I'll ever sound like a native speaker.
- I don't think that I'll ever sound like a native speaker.

Anlaşılmak için yerli konuşmacı gibi konuşmana gerek yok.

You don't need to sound like a native speaker in order to be understood.

Onun en büyük hayali bir yerli gibi konuşabilmek.

His biggest dream is being able to speak like a native speaker.

Yerli bir konuşmacının öyle söyleyip söylemediğinden kuşku duyuyorum.

I doubt whether a native speaker would say it like that.

Sanırım Tom yerli bir Fransız konuşmacı gibi konuşuyor.

- I didn't know that Tom could speak French so well.
- I didn't know Tom could speak French so well.

Tom, bir yerli gibi Fransızca konuşabilmeyi istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to be able to speak French like a native speaker.
- Tom said that he wanted to be able to speak French like a native speaker.

Ben dillerini korumaları için yerli Amerikalılara yardım etmek istiyorum.

I want to help Native Americans to preserve their languages.

Yerli Amerikalılar festivallerde karşılaştıklarında hala kendi dillerini kullanıyorlar mı?

Do Native Americans still speak in their languages when they meet in festivals?

Çoğunlukla yerli bir konuşucu ile Fransızca konuşma şansım yok.

I don't often have a chance to speak French with a native speaker.

Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.

I prefer to buy domestic rather than foreign products.

Bu denemeyi düzeltmeme yardımcı olabilecek bir yerli konuşmacı arıyorum.

I'm looking for a native speaker who could help me correct this essay.

İletişim kurmak için yerli bir konuşmacı gibi konuşmanız gerekmez.

- It's not necessary to speak like a native speaker in order to communicate.
- It isn't necessary to speak like a native speaker in order to communicate.

Tom bir yerli Japonca konuşuru ile Japonca çalışmak istedi.

Tom wanted to study Japanese with a native Japanese speaker.

Tom Mary'nin aksanına bakarak onun bir yerli olmadığını söyleyebiliyordu.

Tom could tell by Mary's accent that she wasn't a native speaker.

Yerli bir Fransız konuşmacının bunu o şekilde söyleyeceğini sanmıyorum.

- I don't think a native French speaker would say it that way.
- I don't think that a native French speaker would say it that way.

Hükümetin istediği tek şey işlerin %75'inin yerli halka verilmesiydi.

request was that 75% of the jobs be given to the locals.

O yüzden, yerli şirketlerle bir arada çalışacak eğitim sistemi tasarladı.

So they designed an educational system that worked in line with the nation's companies.

Sadece yerli Amerikalıları görmek için Amazon ormanını ziyaret etmek istiyorum.

I want to visit the Amazon forest just to see Native Americans.

Lida yıllarca Doğu Nikaragua'da küçük bir yerli amerikan köyünde yaşadı.

Lida lived for many years in a small Native American village in eastern Nicaragua.

Bir yerli konuşucunun kendini bu şekilde ifade edip etmeyeceğinden şüpheliyim.

I doubt whether a native speaker would express himself this way.

Tom cümleyi Tatoeba'ya koymadan önce bir yerli konuşurdan tavsiye istedi.

Tom sought advice from a native speaker before putting the sentence on Tatoeba.

Bir yerli gibi yabancı bir dili konuşmayı gerçekten öğrenebilir miyiz?

Can we really learn to speak a foreign language like a native?

Bir yerli gibi konuşacağımı sanmıyorum ve gerçekten konuşmam gerektiğini sanmıyorum.

- I don't think I'll ever sound like a native speaker, and I don't really think I need to.
- I don't think that I'll ever sound like a native speaker, and I don't really think I need to.

Ne kadar çabalarsam çabalayayım bir yerli gibi sesletim yapacağımı sanmıyorum.

- I don't think I'll ever sound like a native speaker no matter how much I try.
- I don't think that I'll ever sound like a native speaker no matter how much I try.

Eğer Fransızca çalışacaksam bir yerli Fransızca konuşucusuyla çalışmayı tercih ederim.

If I were to study French, I'd prefer to study with a native French speaker.

Anlaşılmak için bir yerli konuşucu gibi ses çıkarmana gerek yok.

You don't need to sound like a native speaker to be understood.

Tom neredeyse bir yerli gibi yazabilir fakat onun telaffuzu berbattır.

Tom can write almost like a native speaker, but his pronunciation is terrible.

Yerli Çinli insanlar Şanghay kültürünü değiştirmek için yabancılarla birlikte çalışıyorlar.

Native Chinese people are working alongside foreigners to change the culture of Shanghai.

Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.

If someone who doesn't know your background says that you sound like a native speaker, it means they probably noticed something about your speaking that made them realize you weren't a native speaker. In other words, you don't really sound like a native speaker.

Onların dillerini yok olmaktan kurtarmak için yerli Amerikalılara yardım etmek istiyorum.

I want to help Native Americans to save their languages from extinction.

"Lida, Yerli Amerikalıların senin ataların olduğunu düşünüyor musun?" "Evet, elbette düşünüyorum!"

"Lida, do you consider that Native Americans are your ancestors?" "Yes, of course I do!"