Translation of "Yetiştirilen" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yetiştirilen" in a sentence and their english translations:

Başlıca yetiştirilen hayvan koyundur.

The principal livestock is sheep.

Yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.

that an octopus in captivity can recognize different humans.

Bu bölgede yetiştirilen kavunların tadı çok güzel.

The melons they grow in this area taste very good.

Açık hava pazarları yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdaları satar.

Open-air markets sell food grown on local farms.

Memlükler genç yaşlardan beri savaşmak için yetiştirilen köle kökenli bir toplumdu.

In Egypt, the Mamluks were a warrior caste of slave origin, trained from a young age

Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.

Çin'de ve yurt dışında hayvanat bahçelerinde yetiştirilen birkaç tane ile birlikte, sadece birkaç yüz pandanın kaldığı tahmin edilmektedir.

It is estimated that only a few hundred pandas remain, with a small number of them being raised in zoos in China and abroad.