Translation of "Zafer" in English

0.010 sec.

Examples of using "Zafer" in a sentence and their english translations:

Zafer bizimdir.

- The day is ours without doubt.
- The victory is ours.

Zafer sizindir.

The victory is yours.

Zafer acıdır.

Victory is bitter.

- Zafer bizim tarafımızda.
- Zafer bizden yana.

Victory is on our side.

Zafer bizi heyecanlandırdı.

The victory excited us.

Tom zafer kazanmıştı.

Tom was victorious.

Aşk zafer kazanmalıdır.

Love must triumph.

Zafer bizim tarafımızda.

Victory is on our side.

- Tom bir zafer dansı yaptı.
- Tom zafer dansı yaptı.

Tom did a victory dance.

Zafer onu kahraman yaptı.

The victory made him a hero.

Onlar bir zafer kazandılar.

They gained a victory.

Zafer için tebrik ederiz!

Congratulations on the victory!

Zafer kazanmış olmakla övündü.

He bragged of having won the victory.

Bu büyük bir zafer.

This is a great victory.

O kolay bir zafer.

It's an easy victory.

Sonunda zafer çanları çaldı.

At last, the bells of victory rang out.

Bizim zafer ebedi olacaktır.

Our glory will be eternal.

Bizim zafer beklentilerimiz yok.

We have no expectations of victory.

Zafer kolayca elde edilmez.

Victory won't be achieved easily.

Ben bir zafer hissediyorum.

I sense a victory.

- Takımımız büyük bir zafer kazandı.
- Ekibimiz büyük bir zafer kazandı.

Our team gained a great victory.

Biz zafer için çok savaştık.

We fought hard for victory.

Zafer çok can pahasına kazanıldı.

The victory was won at the cost of many lives.

Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.

Our prospects for victory are excellent at the moment.

O, tam bir zafer değildi.

It was not a complete victory.

İnsanlar bir zafer konuşması bekledi.

The people expected a victory speech.

Takımımız büyük bir zafer kazandı.

Our team gained a great victory.

Benim tatlı zafer dediğim budur.

That's what I call sweet triumph.

En büyük zafer kendinizi yenmektir.

The biggest victory is to win over yourself.

Selahaddin ordusu büyük bir zafer kazandı.

Saladin's army has won a great victory.

Ancak Bayazid tam bir zafer kazandı.

But Bayezid’s victory was complete.

Yerçekimi bir defa daha zafer kazandı!

Gravity wins again!

En güzel zafer, birinin kalbini kazanmaktır.

The most beautiful victory is to defeat one's heart.

Zafer sayesinde o bir kahraman oldu.

Because of the victory, he became a hero.

O her şeye rağmen zafer kazandı.

She triumphed against all odds.

"Nike", eski Yunanca'da "zafer" anlamına gelir.

"Nike" means victory in ancient Greek.

Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.

Where there's a Cossack, there's glory.

O zafer, ulusal bir gurur kaynağı oldu.

That victory became a source of national pride.

Başkan Tom Johnson bir zafer konuşması yaptı.

President Tom Johnson made a victory speech.

Öğleden gün batımına kadar zafer şüpheli idi.

From noon until sunset, victory was doubtful.

Onlar Lincoln'un bir zafer konuşması yapmasını istedi.

They asked Lincoln to make a victory speech.

Amerikalı generaller kolay bir zafer kazanabileceklerine inanıyorlardı.

American generals believed they could win an easy victory.

İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam

The second lie is I can make myself happy,

Ama biliyorsunuz ki böyle büyük bir zafer kazandığınızda

But you know, when you have a great victory like this,

Friedland yakınlarında bulduğunda saldırdı. Kolay bir zafer bekliyordu.

near Friedland, he attacked.  He expected an easy victory.

Zafer imkansız gibi görülebilir ama aslında öyle değil.

Victory may seem impossible, but actually it is not.

Bu zafer için Napolyon sonunda ona Mareşal'in copunu verdi -

For this victory, Napoleon finally awarded him his Marshal’s baton – the only one

Böyle önemli bir zafer için çok küçük bir fiyat.

It's a very small price for such an important victory.

O gün Müslüman Ordusu Ayn Calut'ta büyük bir zafer kazandı.

On that day, the Muslim army achieved a great victory at Ain Jalut.

Ancak bir kişi benim bu acıya rağmen zafer hikâyeme inanmadı.

But one person did not buy into my story of triumph over grief.

, General Victor'un çok önemli desteği sayesinde muhteşem bir zafer kazandı.

was able to win a brilliant victory, thanks  to crucial support from General Victor.

Eggmühl Muharebesi ile sonuçlanan Avusturyalılara karşı bir dizi hızlı zafer.

quick victories over the Austrians, that  culminated in the Battle of Eggmühl.

2002 seçimlerinde ezici bir zafer kazandı ve Türkiye Başbakanı oldu.

win a landslide victory in the 2002 elections, and he became the Prime Minister of Turkey.

Tom bana zafer kazanmışçasına baktı ve "Şah ve Mat." dedi.

Tom looked at me triumphantly and said, "Check and mate."

Osmanlı İmparatorluğu henüz Kosova savaşında zor ama önemli bir zafer kazandı

The Ottoman Sultanate has just scored a hard won, but important victory in the Battle of Kosovo.

Güçlü Osmanlı karşıtı ittifakla karşılaşmanın karşısında Bayazıd bir kaç zafer kazandı.

Despite being met by a strong anti-Ottoman alliance, Bayezid scored a string of victories,

Bir futbol skoru 3-0 ise bu, zafer değilse başka nedir?

If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?

3 Temmuz 964 tarihinde Rusya, Musevi Hazar Kağanlığı'na karşı bir zafer kazandı.

On the 3rd of July, 964 AD, the Russians gained victory over the Khazar kaganat.

Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.

Dear Brothers and Sisters, Jesus Christ is risen! Love has triumphed over hatred, life has conquered death, light has dispelled the darkness!

Bir Marshal olarak SOULT rekor karışık oldu -.. kimin yeteneği master-inme teslim veya zamanla azaldı, zafer askerlerine ilham

Soult’s record as a Marshal was mixed – a brilliant and intelligent organiser, whose