Translation of "Aracı" in French

0.005 sec.

Examples of using "Aracı" in a sentence and their french translations:

Amaç, aracı haklı kılar.

La fin justifie les moyens.

Doğal bir haşere kontrol aracı,

Il participe à la lutte antiparasitaire,

Kullanabildiğimiz kadar aracı kullanmalıyız ki,

Et il va nous falloir rassembler le maximum de ces outils

Onların uzay aracı olduğunu çıkaramıyoruz.

Impossible de déduire que c'est un vaisseau spatial.

Uzay aracı yakında aya ulaşacak.

Le vaisseau spatial atteindra bientôt la Lune.

En hızlı seyahat aracı uçaktır.

La manière la plus rapide de voyager est par avion.

Bunu bir görselleştirme aracı olarak kullanıyoruz.

et les utilisons pour un outil de visualisation.

Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.

Celui-ci, j'y pense comme à la création d'un patrimoine partagé.

Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.

C'est un outil puissant pour envoyer des signaux dans l'obscurité.

Bu uzay aracı iyon iticileri tarafından desteklenmektedir.

- Ce vaisseau spatial est propulsé par un moteur ionique.
- Ce vaisseau spatial est alimenté par des réacteurs ioniques.

Bunlar istatistiksel veya siyasi reklam aracı hâline geldiğinde

quand ces problèmes sont sous la forme de statistiques ou d'attaque politique,

"Komşumun benimkinden çok daha büyük bir aracı var."

« Mon voisin a une plus grosse voiture que moi »,

O her türlü aracı kullanarak ona yaklaşmaya çalıştı.

Il tenta de s'approcher d'elle en utilisant tous les moyens possibles.

İtfaiye aracı gelmeden önce ev temele kadar yandı.

La maison a entièrement brulé avant l'arrivée des pompiers.

O, her olası aracı kullanarak ona yaklaşmaya çalıştı.

Il tenta de s'approcher d'elle en utilisant tous les moyens possibles.

Bu akım çok, çok daha güçlü aracı kurumlar yaratıyor.

Ce transfert crée des intermédiaires beaucoup plus puissants.

NASA, ay görevi için bir uzay aracı tasarlamaya başlamadan önce,

Avant que la NASA ne puisse commencer à concevoir un vaisseau spatial pour sa mission lunaire, elle était confrontée à des

, Dünya'dan Ay'a tek bir uzay aracı gönderip tekrar geri göndermekti.

était d'envoyer un seul vaisseau spatial de la Terre à la Lune et inversement.

Bir değil iki uzay aracı bir araya gelerek Ay'a gidecekti.

Pas un mais deux vaisseaux spatiaux se rendraient sur la Lune, réunis.

İkinci uzay aracı, ay gezi modülü veya 'lem' - aya inecekti.

Le deuxième vaisseau spatial, le module d'excursion lunaire ou «lem» - atterrirait sur la lune.

Saniyeler içinde, uzay aracı bir çöp yakma fırını haline geldi.

En quelques secondes, le vaisseau spatial est devenu un incinérateur.

Ancak, Google haritaları gibi birçok web eşleme aracı hala merkatör kullanıyor.

Mais la plupart des outils cartographiques en ligne, comme Google Maps, utilise toujours Mercator.

Bu yeni uzay aracı önceki uzay gemilerinden iki kat daha hızlı.

Ce nouveau vaisseau spatial est plus de deux fois plus rapide que les vaisseaux spatiaux précédents.

Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.

Le véhicule roulant à vive allure glissa et s'enfonça tête la première dans l'arrière d'un camion avant que son conducteur n'ait pu dire Jack Robinson.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.

Le 26 septembre est la Journée Européenne des Langues. Le Conseil de l'Europe veut attirer l'attention sur l'héritage plurilingue de l'Europe, promouvoir le multilinguisme de la société et encourager les citoyens à apprendre des langues. Tatoeba, en tant que moyen d'en apprendre et en tant que communauté active, soutient l'apprentissage et la valorisation des langues d'une manière très pratique.