Translation of "Bırakmadan" in French

0.002 sec.

Examples of using "Bırakmadan" in a sentence and their french translations:

İz bırakmadan kayboldu.

Il a disparu sans laisser de trace.

- O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
- O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.

Il a disparu sans laisser de trace.

Tom iz bırakmadan ortadan kayboldu.

- Tom disparut sans laisser de traces.
- Tom a disparu sans laisser de traces.

Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.

- Tom disparut sans laisser de traces.
- Tom a disparu sans laisser de traces.

Günün birinde oğlan, iz bırakmadan ortadan kayboldu.

- Un jour, le garçon disparut sans laisser de trace.
- Un jour, le garçon a disparu sans laisser de trace.

Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.

Un navire cargo, à destination d'Athènes, a sombré en Méditerranée sans laisser de trace.

Zamanın kendini tüketmekten başka hiçbir işlevi yoktur. Kül bırakmadan yanar.

Le Temps n’a d’autre fonction que de se consumer : il brûle sans laisser de cendres.